1 AHŞABIN TANITILMASI................................................................................................ 1
1.1 Ahşap............................................................................................................................. 1
1.2 Tarihçe........................................................................................................................... 2
1.2.1 Ahşap yapı malzemesinin tarihi gelişimi....................................................................... 2
1.3 Ahşap malzeme.............................................................................................................. 3
1.3.1 Ahşap malzemenin fiziksel özellikleri.......................................................................... 4
1.3.1.1 Ağaçta renk:....................................................................................................... 4
1.3.1.2 Ağaçta parlaklık:................................................................................................ 4
1.3.1.3 Ağaçta koku:...................................................................................................... 4
1.3.1.4 Ağaçta ses iletme:.............................................................................................. 5
1.3.1.5 Ağaçta ısı iletimi:................................................................................................ 5
1.3.1.6 Ağaçta elektrik iletme:...................................................................................... 5
1.3.1.7 Ağaçta ısı gücü:.................................................................................................. 5
1.3.1.8 Ağaçta sertlik:.................................................................................................... 5
1.3.1.9 Ağaçta ağırlık:.................................................................................................... 6
1.3.1.10 Ağaçta dayanım:.............................................................................................. 6
1.3.1.11 Ağaçta direnç:.................................................................................................. 7
1.3.1.11.1 Bükülme yeteneği:........................................................................................... 7
1.3.1.11.2 Burulma yeteneği............................................................................................ 7
1.3.1.11.3 Aşınma yeteneği............................................................................................. 7
1.3.1.11.4 Yarılma yeteneği............................................................................................. 8
1.3.2 Ağaç malzemenin kusurları........................................................................................ 9
1.3.3 AĞAÇ MALZEMENİN ÖZELLİKLERİ................................................................. 9
1.3.4 AĞAÇ MALZEMENİN DAYANIKLILIĞINI AZALTAN NEDENLER............. 10
1.4 AHŞABIN YARARLARI ve SAKINCALARI............................................................. 11
1.4.1 YARARLARI........................................................................................................ 11
1.4.2 Sakıncaları:............................................................................................................. 12
2 AHŞAP İNŞAATTA KULLANILAN AĞAÇ TÜRLERİ................................................... 13
2.1 Ahşap inşaatta kullanılan kereste boyutları................................................................ 39
2.2 Ahşabın Kalitesine Göre Sınıflandırılması.................................................................. 39
Tanım:
ağaç genel olarak, toprağa kökleriyle tutunmuş, kereste olamaya elverişli
odunlaşmış gövdesi kalın bir kabukla kaplı üstünde yapraklı dalları olan bitki
diye tanımlanır. (1)
Her
çağda ve her toplumda yaygın olarak kullanılan ahşap, her amaca yanıt veren,
doğal bir yapı malzemesidir. (4) özellikle cam, tuğla, taş ve metale
kıyasla, kolay şekil verilebilirliği işlenebilirliği ile en sıcak ve kullanışlı
yapı malzemesidir. (4)
Ahşabın
yapı malzemesi olarak kullanılmaya başlaması tarihi, beton ve çeliğe oranla çok
daha eskidir. Tarihi, kendilerini vahşi hayvanlardan korumak isteyen ilkel
insanların ağaçlarla tırmanmasıyla başlar. (5) ilkçağ insanın barınma gereksinimlerini
karşılamak amacıyla kullandığı doğal bir yapı malzemesi olmuştur. Ağaç
kavuklarında başlayan barınma macerası daha sonra saz, kamış gibi malzemelerle
destek bulmuş, en sonunda da ahşap yığma ve karkas sistemine geçilmiştir.
Ahşap, zaman içinde kullanım biçimleri ve tekniğinde ciddi boyutlarda değişim
göstermemesiyle de ilginç bir malzeme olarak diğerlerinden ayrılır. Örneğin
ahşap çatı kuruluşunda ilk defa “Frigya’da”kullanılmış olan teknikler ile bu
günkü geleneksel teknikler birbirine çok benzer.
Ahşabın
Anadolu’daki ilk örnekleri deyince akla ilk gelen Ege Bölgesi’ndeki Dorik
tapınaklarıyla, İÖ. 600-200 yıları arsında kayalara oyulan basit odalardan
oluşan Güneybatı Anadolu’daki “Likaya Mezarları” olur.
Ahşabın
yapılarda taşıyıcı iskelet malzemesi olarak kullanılmasındaki en temel gelişme,
geçtiğimiz yüzyılın başlarına rastlar. Artan ve gittikçe yaygınlaşan
sanayileşmenin ortaya çıkardığı ihtiyaçlar ile I. Dünya Savaşı öncesi ve savaş
yıllarında değerli bir silah hammaddesi olan çeliğin yapı alanından çekilmesi,
ahşap malzemenin farklı fonksiyonlardaki yapılarda ve daha rasyonel olarak
kullanılması zorunluluğunu beraberinde getirir. Dolayısıyla, bugün kullanılan
modern bileşim elemanlarının birçoğunun bulunması, ahşabın çeşitli dış etkilere
karşı korunmasını sağlayan malzemelerinin ve kullanma yöntemlerinin
geliştirilmesi de bu döneme rastlar.
Endüstri
Devrimi sonrasında malzeme teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak mimari
anlayış belirli ölçüde özgürlük kazanır. Gelişen ekonominin ve teknik
imkanların etkisiyle doğal ahşap yeniden yorumlanarak, ahşaptan yeni kompozit
ürünler elde edilmeye başlanır. Endüstrinin gelişimiyle yeni boyutlar kazanan
ahşap malzemenin kullanım alanı genişlemiş ve esneklik kazanmıştır.
Kaplama
levhalar 1840 tarihinden sonra mobilyacılıkta endüstrileşme başlangıcı
geliştirilmişse de, MÖ. 1500 yılında Mısır Firavunu Tutankamen’nin mezarında
bulunan fildişi kakmalı abanoz ile sedir ağacı ile kaplanmış bir sandık, bu
tekniğin çok eskilerde de bilindiği kanıtlanmaktadır. Yine M.S. VI. Yüzyılda
Japonya’da kullanılan ağır kağıtlarda, bugün üretilen lif levhalarla benzerlik gösterir.
Gelişen
teknoloji ahşabın korunması konusunda da kendini göstermiş; doğal ahşap
malzemenin rutubet deformasyonunu gidermek, yanmazlığını sağlamak ve
mikroorganizmalara karşı direncini artırmak amacıyla yöntemler
geliştirilmiştir. (8)
Ahşap
malzemenin yeniden organizasyonu ile ilgili, geliştirilen ilk ahşap talaş
levhalar 1908’de Avusturya’da; ilk lif levhalar 1915’te Amerika Birleşik
Devletleri’nde; ilk yonga levhalar ise 1941’de Almanya’da üretilmiştir.
Endüstriyel ahşap malzeme türlerinin geliştirilmesi, yapılarda ahşabın yeni
kullanım alanlarının doğmasıyla sonuçlanmış.
Ahşabın
yapı malzemesi olarak kullanımındaki ikinci büyük aşama, II. Dünya Savaşı ve
onu izleyen yıllarda olmuş. Savaş sanayi kollarında geliştirilmiş olan sıcağa
ve rutubete dayanıklı yapay reçine tutkalları ahşap yapılarda da uygulanmaya
başlanmış. Varılan sonuçlar o kadar dikkat çekicidir ki, gelişmeler, o dönemin
pek çok yazarı tarafından yeni bir Rönesans olarak nitelendirilir. Plastik
esaslı tutkalların geliştirilmesi ile tutkallı lamine konstrüksiyonları ortaya
çıkmış, bu da mimaride ahşap kullanımın çok değişik boyutlara ulaşmasını
sağlamıştır. Bugün pek çok ülkede ahşap malzeme üzerinde araştırmalar
yapılmaktadır. (4)
Ahşap
malzemenin elde edildiği ağaç türleri doğada, çok değişik ve çok sayıdadır. Tüm
ağaç çeşitleri botanik yönden iki sınıfa ayrılmaktadır:
İğne
Yapraklı Ağaçlar (Gymnosperme)
Yapraklı
Ağaçlar (Dicotyledone)
Türü
ne olursa olsun ahşap malzemenin kimyasal bileşimi sellüloz, lignin ve az
miktarda diğer maddelerden oluşur. Bileşimin %60’ı sellüloz, %28’si Lignin ve
%12’si diğer maddelerdir. Sellüloz ahşabın liflerini meydana getirir. Lifler,
içi boş borular şeklinde olup boyları 1-6 mm çapları ise boylarının 1/100’ü
mertebesindedir. Lignin bu borucukların dış civarını teşkil eder. Lifleri
birbirine bağlayan madde ise petkin adını alır. Herhangi bir ağaç kesitinden
ahşap malzemenin iç bünyesi incelenirse çok heterojen bir görüntü ortaya çıkar.
Böyle
bir en kesite iki ana kısım ayırt edilir;
Ø Halis Ağaç (Öz odun)
Ø Obiye (Aubier), (Diri odun)
Halis
ağaç koyu renkli olup malzemenin sert kısmını oluşturur. Obiye ise ortada
bulunan halis ağaç kısmının etrafında yer alıp açık renkli ve yumuşaktır.
Ağaçtaki yıllık halkalar bu bölümde bulunmaktadır. Aslında bir ağaçta yeni
lifler, kabuk ile halis ağaç arsında ürerler. İlkbaharda üreyenlere ağacın
“İlkbahar Ağacı” kısmı, yazın üreyenlerde “yaz ağacı” kısmı denir. Bu iki
kısım, en kesitte birbirinden, genellikle kesin olarak ayırt edilebilir.
İlkbahar ağacı açık renk ve boşluklu kısımları, yaz ağacı ise koyu renk ve sık
lifli kısımları içerirler. (6)
Her ağacın kendine özgü bir
rengi vardır. Genellikle öz odun, diri odundan daha koyudur.
Ağaçta
parlaklık kesit yüzeylerinde ışığın yansıtma yeteneğidir. Bu parlama dokularda
nişasta bolluğundan ileri gelir. Ceviz, söğüt, gürgen gibi ağaçlarda, parlaklık
hemen hiç görülmez. Meşe, kestane, dişbudak yer yer parlamalar görülebilir.
Maun, saten, akçaağaç gibi ağaçlarda parlaklık çok belirgindir.
Ağacın
kokusu içinde bulunan eterli yağlar, tanen, reçine ve esanslardan doğar. Bu
maddeler uçucu olduğundan zamanla kokları da kaybolur. Ancak, bazı ağaçların
uzun süre devam eder. Güzel kokuları sebebiyle bir takım eşya yapımında
yararlanılmaktadır. (Selvinin güzel kokusu çamaşır sandıkları için kullanılabilir)
Aynı
türden kuru ağaçlar yaş ağaçlara, ince, sık ve düzgün dokulu ağaçlar, kaba,
seyrek ve karışık dokulu ağaçlara ve sağlam ağaçlar, çürümüş ağaçlara göre sesi
daha iyi iletirler. Bu son özellik tomruk seçiminde ölçü olarak kullanılabilmektedir.
Tomruğun bir başından vurulduğu zaman diğer başına kulak dayanıp dinlenecek
olursa, sağlam ve hastalıksız ağaç net ve tanan bir akis verir. İç kısmında
çürüme başlamışsa ses boğularak koflaşır. Ladin gibi ince dokulu bazı ağaçlar
ses titreşimlerini iyi yansıtır. Ağaçta boy yönünde de ses iletme, elyafa dikey
yönden daha fazladır.
Ağaç
genel olarak ısıyı, iyi ileten bir gereç değildir. Sert, sıkı dokulu ve yaş
ağaçlar, yumuşak, seyrek dokulu kuru ağaçlara göre ısıyı daha fazla iletirler.
Ağaçlarda elyaf yönünde ısı iletimi, elyafa dikey yönden fazladır.
Ağaç,
ısıda olduğu gibi elektrik akımı içinde iyi bir iletken değildir. Hatta tam
kuru (%0 nem derecesine getirilmiş) ağaçta akım iletme yeteneği sınırlıdır.
Ancak, ağaçta nem oranı arttıkça elektrik akımı iletme yeteneği bu oranla
dengeli olarak artar.
Ağaç
bir kalori kaynağıdır. Yakılınca ısı verir. Genellikle sert ve sıkı dokulu
ağaçlar, yumuşak ve seyrek dokulu ağaçlara göre daha çok ısı verirler. Zira
sert ağaçlarda selüloz (odun) maddesi, aynı büyüklükteki yumuşak ağaca göre
fazladır. Sağlam ağaçlar, çürük ağaçlardan, yaş ağaçlar kuru ağaçlardan fazla
ısı verir.
İğne
yapraklı ağaçlarda kalorinin fazla oluşu dokularında reçine, betulin gibi ısı
değeri yüksek kimyasal maddelerden ve ayrıca lignin oranın fazla oluşundan
ileri gelir.
Ağaçta
sertlik denince, çeşitli kesit yüzeylerine, basınç veya darbe yoluyla,
gömülmeye çalışan daha sert bir cisme karşı gösterdiği direnç anlaşılır.
Genel
olarak sıkı dokulu, kuru ve ağır ağaçlar; gevşek dokulu, yaş ve hafif ağaçlara
göre daha serttir. Ayrıca, bir ağaçta göbek odun, yalancı odundan serttir.
Genel bir kural olarak çukur ve sulak yerlerde yetişen ağaçlar, yüksek ve kurak
bilgelerde yetişen ağaçlara oranla yumuşak olur. En sert ağaçlar çoğunlukla
tropikal bölge ağaçlarıdır.
Yapılan
denemelere göre sertlik derecesi 6 grupta toplanır.
1) Çok
Yumuşak Ağaçlar |
(Kavak, Ihlamur, Küknar) |
2)
Yumuşak Ağaçlar |
(Tik, Kiraz, Huş, Kızılağaç, Ladin) |
3)
Orta Sert Ağaçlar |
(Gürgen, Fındık, Karaağaç, Kestane, Çam) |
4)
Sert Ağaçlar |
(Ceviz, Akçaağaç, Dişbudak) |
5)
Çok Sert Ağaçlar |
(Şimşir, Meşe) |
6)
En Sert Ağaçlar |
(Abanoz, Karameşe, Kayacık) |
Ağacın
ağırlığı sertliği ile yakından ilişkilidir. Yani sert ve sıkı dokulu ağaç genel
olarak ağırdır.
Ağacı
çürüterek yıkımlamaya çalışan soğuk, nemli ve değişken havalarla; su, böcek ve
mantarlara karşı gösterdiği dayanma gücüdür. Ağaç kesildikten sonra yukarıda
açıklanan dış etkilere karşı direncini yitirmeden durabilmesi başlıca şu üç
şarta bağlıdır.
1.
Bazı
ağaçlar yapılarında bulunan tanen, reçine ve bazı zehirli maddeler dolayısıyla
asalak böcek ve mantar yıkımlamalarından doğal olarak korunurlar. Örneğin, meşe
ağacı kapalı ve açık yerlerde gerek böceklerden ve gerekse nem etkisiyle
çürümeden uzun süre kalabilir.
2.
Ağaçlarda
dış etkilere karşı koruma amacı ile katran yağından havuzlamak süblime, bakır
sülfat, çinko klorür ve fenollerle EMPRENYE ederek dayanımını arttırmak
mümkündür.
3.
Ağaçlar
iyi kurutulur, cinslerinin ve özelliklerinin gerektirdiği yerlerde kullanılırsa
dayanımları da artırılmış olur.
Örneğin,
kayın ağacı açık havada ve nem etkisinde kolay yıkımlandığı halde iyi kurutulur
ve kapalı yerde kullanılırsa uzun süre dayanabilir.
Ağaç
gövdesinden alınmış prizmatik bir parça, bükme, burma, aşındırma, yarma yoluyla
şeklini değiştirmeye veya parçalara ayırmaya çalışan kuvvete karşı koyar. Buna
ağacın direnci denir. aynı cins ağacın hastalıksız, düzgün büyümüş türleri daha
dirençlidir. Ağaçlarda direnci meydana getiren yetenekleri sırayla
incelediğimizde
Ağacın
elyafına (boyuna) dikey veya paralel yönde, sürekli bir basınçla bükülmeye
zorlandığı zaman , son şeklini korumaya çalışmasıdır. Bu yetenek dokuların
uzayıp genişlemesine bağlıdır.
Esneklik
sınırı fazla olan ve bu sınır aşmak için kırılmadan karşı koyan ağaçlara
BÜKÜLGEN AĞAÇLAR denir. esneklik sınırı dar ve bu sınırda kolayca kırılan
ağaçlar da KIRILGAN AĞAÇLAR denir.
Genel
olarak uzun lifli ağaçlar kısa lifli ağaçlardan, yaş ağaçlar kuru ağaçlardan,
dallar gövdeden ve yalancı odun göbek odundan daha bükülgendir.
Bükülme
yeteneği fazla olan ağaçlardan söğüt, kavak, huş, kırmızı gürgen (Fırınlanmış
gürgen), karaağaç, akasya örnek olarak gösterilir. En kırılgan ağaçlardan
biriside abanozdur.
Bir
ucu bağlı kalarak ağacın diğer ucundan, elyafına paralel ekseni çevresinde
burmaya çalışan kuvvete karşı gösterdiği dirençtir
Genellikle
sert ağaçlarda burulma yeteneği daha üstündür. Tornaya bağlanmış bir parçanın
torna kalemine gösterdiği direnç burulma direncidir.
Ağaç,
yüzeyinden bir kısım dokuları herhangi bir yönde kırmaya, koparmaya aşındırmaya
çalışan kuvvete karşı koyar. Bu ağacın aşınma yeteneğidir. Örneğin rende tabanları,ahşap
döşemeler, merdiven basamakları sürekli olarak aşınmaya çalışan yüzeylerdir.
Ağaçların
çap kesit yüzeyleri, diğer kesit yüzeylerine göre daha zor aşınır. Ayrıca, öz
ve damar kesit yüzeylerinde elyaf yönünde aşınma, elyafa dikey yönde aşınmadan
azdır. Sert ve sıkı dokulu ağaçların aşınmaya karşı dirençleri, yumuşak
ağaçlara göre daha üstündür.
Ağacın,
bir kama etkisiyle dokularının birbirinden ayırmaya karşı gösterdiği dirençtir.
Bazı
ağaçlar az bir kuvvet etkisiyle, kolayca yarılabilir. Böyle ağaçlara YARILGAN
AĞAÇLAR denir.
Bütün
ağaçlarda öz kesit yüzeyini meydana getiren özden kabuğa doğru yarılma, diğer
yönlere göre daha kolaydır. Damar kesit yönünde yani yıllık halkalara teğet
yönde yarılmada ağaç daha fazla direnç gösterir. Elyafa dikey yönde yarılma
mümkün değildir.
Öz
kesit yüzeylerinde yarılmanın kolay olmasında başlıca etken öz ışınlarıdır.
Bilindiği gibi, öz ışınlar özden kabuğa doğru uzanır ve diğer dokularla daha
zayıf bir bağlantısı vardır. Damar kesit yönünde bu ışınların boylam yönünde
koparılması gerekmektedir. Elyafa dikey yönde yarılma ise, bütün odun
damarlarını ve tellerini koparmaya çalışır ki, burada yarılma söz konusu olmaz.
Genel olarak ince, düzgün dokulu, uzun elyaflı, büyük öz ışınlı ve budaksız
ağaçlar, karışık sokulu, kısa elyaflı ağaçlardan kolay yarılır. Çürüme ve
mantarlaşma ağaçlarda yarılma yeteneğini zayıflatır.
Çok kullanılan mobilya ağaçlarından bazıları yarılma dirençlerine göre
şöyle sıralanabilir.
Çok Yarılgan Ağaçlar |
Ladin, Köknar |
Yarılgan Ağaçlar |
Meşe, Dişbudak, Kayın, Ceviz, Kestane, Kızılağaç |
Az Yarılgan Ağaçlar |
Maun, Kavak, Huş, Çınar, Tik, Armut, Elma, Kiraz, Erik, Karaağaç, |
Zor Yarılgan Ağaçlar |
Gürgen (Akgüregen), Şimşir, Abanoz, Pelensenk, Dut |
Hiç Yarılmayan Ağaçlar |
Palmiye Türleridir. |
Budaklar:
En
kolay tanımı ile budak, ağacın gövdesinden dışarıya doğru büyüyen dalların,
kesilmeleri neticesinde, gövde de kalan en kesitleridir.
Lif
eğikliği
Liflerin
ağaç eksenine paralel olmaması demektir.
En
kesit düzensizliği:
Ağaçta
meydana gelen oluklu gövde teşekkülü eksantrik büyüme kusurlarıdır.
Çatlaklar:
En
zararlı çatlak çevre çatlakları olup en kesitin dışından merkeze
doğrudur. Bundan başka, merkezden dışarıya doğru olan ön çatlakları,
ağaç gövdesinin altında, aşağıdan yukarıya doğru meydana gelen don
çatlakları da mevcuttur.
Lif
Kıvrıklığı:
Liflerin,
ağaç eksenine göre helezoni bir doğrultu izlemesidir.
A.
Hafifliği
oranında direnç özellikleri yüksektir.
B.
Ses
ve ısıyı iletimi azdır.
C.
İşlenmesi
ve birleştirilmesi kolaydır.
D.
Kimyasal
maddelere karşı dirençlidir.
E.
Kaynağı
yenilebilen bir maddedir.
ağaç
malzemenin dayanıklığını etki eden faktörler şunlardır:
1.
Biyolojik
faktörler
2.
Fiziksel
faktörler
3.
Mekanik
faktörler
4.
Kimyasal
faktörler
Biyolojik faktörler:
Biyolojik
faktörler, yaşayan organizmalar olup, bunlar odunu ya doğrudan besin maddesi
olarak kullanırlar, ve yahut da onu bozuşturacak kendi gelişmeleri için
kullanılır. Bunlar mantarlar, böceklerdir.
Fiziksel faktörler:
Bunlar
ısı ve rutubettir. Isı odunu yakarak tahrip eder. Rutubet ise mantarların
yaşaması için uygun ortamı sağlar.
Mekanik faktörler:
Bunlar
odunu herhangi bir kuvvet, basınç, sürtünme ile aşınma, çarpma vb. tesirlerle
zarara uğratan faktörlerdir.
Kimyasal faktörler:
Bunlar
odunun metal, asit ve bazı kimyasal maddelerle teması halinde meydana gelen
reaksiyonlar sonucu hasıl olan zararları meydana getiren faktörlerdir.
Pek
çok durumda bu tahrip edici unsurlar birbirine bağımlıdır. İklim ve kötü
şartlara maruz kalışa göre, yukarıdaki tehlikelerin bazıları veya hepsi birden
meydana gelebilir.
1)
Ahşap,
beton, çelik gibi yeterli mukavemete sahiptir. Buna karşın oldukça hafif bir
malzemedir.
2)
Ahşap
nefes aldığından, sağlıklı bir yaşam ortamı sağlar.
3)
Kuru
materyal hücreleri rutubet yerine hava ihtiva eder ve rutubet yalıtım özelliği
gösterir.
4)
Bu
hücreler zararsız bir hava sirkülasyonu oluşturarak, içerideki havayı süzer,
rutubeti dengede tutar. Bunu sonucu olarak, içeride rutubet oluşmaz.
5)
Depremde
zarar görmez. Yıkılsa bile içinde yaşayanlara zarar vermez.
6)
Ahşap
taşıyıcı sistem elemanlarının hafif oluşu, beton ve çeliğe oranla montajda
kolaylık sağlar.
7)
Ahşabın
hafif oluşu, bir atelyede hazırlanıp, şantiyeye nakli gereken yapı elemanları
içinde büyük kolaylık sağlar.
8)
İşçiliği
kolaydır, önemli alet ve makinelere ihtiyaç göstermez. Sonuç olarak imalat
çabuk yapılır.
9)
Sökülüp
başka yerlere taşınabilir.
10)
İyi
bir yalıtım objesidir.
11)
Kimyasal
maddelerin bir çoğundan zarar görmez.
12)
%46
ile %70 arasında enerji tasarrufu sağlar. Bu nedenle 4-5 yılda yapılacak bir
tasarrufla, ahşap yapının artı maliyeti karşılanmış olur.
13)
Onarımı
basittir. Takviye gereğinde plan ve hacim değişiklikleri için elverişlidir.
14)
100-150
yıl dayanma özelliği vardır.
15)
Çevre
dostudur.
16)
Su
bazlıdır, uygulamada emniyetlidir. Bitin yüzeylerde kullanımı emniyetlidir.
17)
İlaç,
gıda işleme ve hazırlama tesislerinde kullanımı onaylanmıştır.
18)
Su
buharı geçirgenliği özeliğine sahiptir. Ancak, su GEÇİRMEZ.
19)
Ultraviyole
ışınları, mükemmel bir şekilde filtre etme özelliğine sahiptir.
20)
Temizliği
çok kolaydır. Yüzey kir tutmaz, yağmur yağdıkça kendini temizler.
21)
Ateşe
dayanıklıdır. YANMAZ.
AHŞABIN YANGINA DAYANIKLILIĞI ·
Ahşap konstrüksiyon sistemin yangında dayanıklılık gösterebilme
süresi maksimum 1-1,5 saattir. ·
Orata rutubetteki bir ağacın ısı dayanıklılığı 1050 C’dir. ·
105-2000C’ye kadar olan sıcaklıkta başlangıçta görülmeyen,
fakat daha sonra ayırdedilebilen teknik ayrışmalar olur. ·
200-2250C’ye kadar olan sıcaklıkta yaşayan ağacın
ayrışması ve gaz oluşumu izlenir. ·
225-2600C’ye kadar olan ve alevlenme noktası olarak
adlandırılan sıcaklıkta ağaç gazının ilk kısa alevlenmesi olur. ·
260-2900C’ye kadar olan sıcaklıkta alevlenmenin tam olarak
gerçekleştiği görülür. ·
330-4700C’ye kadar olan sıcaklıkta ateşleme noktası ya da
havadaki ağaç gazı kendi halinde yanar. ·
7500C’ye kadar olan sıcaklıkta ise ağacın tamamen kül
haline gelmesi söz konusudur. |
a)
Ahşap
su alınca şişer, kuruyunca büzülür. Pratikte bu olay topluca ahşap çalışan bir
malzemedir. Şeklinde ifade edilir.
b)
Ahşap
anizotrop bir yapı malzemesidir. Yani mekanik özellikleri her doğrultuda aynı
değildir. Dolayısıyla mukavemeti de lif doğrultusunda bağlı olarak önemli
derecede değişir.
c)
Bazı
bitkisel ve hayvansal zararlılar, yaşayabilecekleri ortamı bulursa, zamanla
ahşabı tahrip eder ve her çeşit mukavemetinin büyük ölçüde azalmasına yol açar.
d)
Ahşap
yapılar için en büyük sakınca olarak yangın sorunu öne sürülür.(4)
Türkiye’de
yapı ve mobilya sektöründe en çok tercih edilen ağaçlar kendi aralarında iki
temel sınıfa ayrılır.
a)
Yumuşak
Ağaçlar : İğne Yapraklılar
b)
Sert
Ağaçlar : Geniş Yapraklılar
Yumuşak
ağaçlar grubuna giren sedir, sarıçam ve ladin içerisinde doğal dayanıklığı en
yüksek olan sedir (Gedrus Libani) ağacıdır. İlenmesi ağaçlardan olan ve hacim
değiştirilebilirliğinden dolayı rutubete karşı esnekliği olan sedir, yapılarda
daha çok iç doğramada tercih edilir. Fakat fazla budaklı olmasından dolayı,
boyada sorun çıkarabilir.
Doğal
dayanıklılığı daha düşük olan, bu yüzdende dış ortamlarda kullanıldığında
kurumaya ihtiyaç duyan sarıçamın (pinus Sylvestris), rutubete karşı duyarlılığı
ve işlenebilirliği sedire oranla daha düşüktür. İnşaat sektöründe ve mobilya
üretiminde kullanılan sarıçamın yapılarda an çok tercih edildiği yerler iç ve
dış doğramalardır. Doğal dayanıklığı ve rutubete karşı esnekliği sarıçamla aynı
olan ladin de dış ortamlarda kullanıldığında ön kurumaya ihtiyaç duyan ağaç
türlerindendir. İşleme kolaylığı sedirle aynı olan ladin ağacı iç ve dış
doğramalarda ve inşaat sektöründe daha çok tercih edilir.
Sert
ağaçlara gelince......
Tik
(Tectona Grandis), doğal dayanıklığı en yüksek ağaçlardandır. Rutubete karşı
esnekliği yüksek olmayan tik ağacı daha çok iç ve dış doğramalarla, mobilya
sektöründe yoğun olarak kullanılır. tik ağacının yağlı türleri boyama esnasında
problem yapar.
Doğal
dayanıklığı yüksek ağaçlardan olan iroko (Chlorophora Excelsa) dış doğrama ve
iç doğramalarda, mobilya ve inşaat sektöründe kullanılan bir ağaç türüdür.
Rutubete karşı esnekliği fazla yüksek olmayan iroko boyama esnasında problem
yapar.
Doğal
dayanıklığı tik ve iroko ağacından daha düşük olan meşenin (Quercus Spp.) ise
rutubete karşı duyarlılığı ve işlenebilme kolaylığı daha yüksektir.
Yine sert ağaçlardan olan merantinin (Shorea Spp) doğal dayanıklığı
diğerlerine oranla daha düşüktür. İşlenme kolaylığı tik ve iroko ağacıyla aynı
olan meranti, dış ortamlarda kullanıldığında ön kurumadan geçirilmeye ihtiyaç
duyar.
Doğal dayanıklığı merantiden
daha yüksek olan Sapelli (Entandrophragma Cylindricum) işlenmesi kolay bir ağaç
türüdür. İç doğramalarda, mobilyalarda de diğerlerinden farklı olarak yer
kaplamalarında kullanılır.(4)
İnşaat mühendisliği
açısından eksenel kuvvete veya eğilmeye maruz eleman şeklinde çalışan ahşap
malzemenin kalas, kiriş, kadronları genellikle Ladin, Köknar, Melez ve bazen de
Meşe’den hazırlanır. Pencere ve doğramalarda çamlar; kaplama elemanlarında
meşe, kayın; toprak, su ve köprü inşaatlarında çam sınıfı, bazen de meşe ve
kestane kullanılır.
Memleketimizde yetişen
ağaçlardan inşaat malzemesi olarak en çok kullanılan ağaç türleri şunlardır:
Çam sınıfı ağaçlar: Bilhassa Sarıçam, Karaçam,
Kızılçam
Köknar: Karadeniz ve Batı
Anadolu’nun kuzey bölgelerinde yetişenleri
Ladin:
Sedir:
Meşe:
Kayın: Genellikle Karadeniz ve
Batı Anadolu’da yetişen türü
|
|
Bilimsel adı |
FAGUS |
Genel adı |
KIRMIZI GÜRGEN |
Bölgesel adı |
Kırmızı
gürgen, fırınlı gürgen veya kayın gibi değişik adlar alır. |
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Avrupa, Önasya
ve Amerika’da yetişen kırmızı gürgen, Türkiye’de Karadeniz’in kıyı boyunca,
Belgrad ve Istranca ormanlarında, Marmara’da Bursa, İnegöl ve M. Kemal
Paşa’da diğer ağaçlarla karışık veya salt orman olarak, Ege ve Güney
Anadolu’da Hatay’da Gavur Dağında, Göksun Dağlarında orman olarak yetişir. |
Başlıca türleri |
Türkiye’de
yetişen cinsi (Fagus orientalis), Avrupa’da yetişene (Fagus silvatika) göre
daha kullanışlı ve eşdeğer yapıdadır. |
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Türkiye’de
yetişen kırmızı gürgenin boyu ortalama olarak 40 metreyi bulur. Gövdesi
çoğunluk 20 metreye kadar dalsızdır. Tacı piramidi
andırır. |
Kabuk yapısı |
Gümüşü rente
ve düz kabukludur. |
Yaprak yapısı |
Düzgün ayalı
ve az damarlıdır. Yerli kırmızı gürgenin yaprakları daha büyük ve
ovalimsidir. |
Meyvesi |
2-3 cm
uzunlukta dikenli bir kadehi andırır. Olgunlaşınca açılarak içten meyva
çıkar. |
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Rengi |
Doğal durumda
pembe beyaz renktedir. Fırınlandıktan sonra, renk pigmentlerinin buhar ve
hava etkisiyle kiremit kırmızısına döndüğü görülür. |
Çap kesiti ve özü |
Çap kesiti
genellikle tek renklidir. 80-100 yaşından sonra kırmızı kahverengi bir göbek
oluşur. Yaşlı
ağaçlarda öz çürümüş durumdadır. |
Yıl halkaları durumu |
Yıl halkaları
çap kesitte oldukça belirgindir. Sonbahar halkası ilkbahar halkasına göre
daha koyuca renktedir. |
Öz ışınlar durumu |
Her üç kesitte
de öz ışınları açık olarak görülür. Damar kesitte ince parlak çizgiler, öz
kesitte sivri uçlu iğler şeklinde sıralanmıştır. |
Damar kesiti yapısı |
Silik damar
süsleri verir. |
Gözenek dağılımı |
Dağınık
gözenekli olan kırmızı gürgende gözenekler yıl halkaları arasına dağılmıştır.
Gözle doğrudan doğruya görülemiyecek kadar ufaktırlar. |
Reçine kanalları |
|
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
|
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Doğu kayını adı verilen yerli kırmızı gürgen
Avrupa kayınına göre daha hafif ve özgül ağırlığı 0,57-0,66 arasında değişir.
Diğeri ise 0,65-0,85 arasındadır. |
Ağacın çalışması |
Doğu kayını
daha düzgün yapılıdır ve az çalışır. Fırınlandıktan sonra bu çalışma daha da
azalır. |
Dış etkilere karşı dayanımı |
Nemli ortamda
kolay çürüyen kırmızı gürgen, kuru ortamda oldukça dayanıklıdır. Buharlanınca
bu direncinden biraz kaybeder. |
Kokusu |
Özelikle yaş
durumunda asit kokuludur. Bu koku işlenirken bile duyulabilir. |
Sertliği |
Orta sertlikte
bir ağaçtır. |
İşleme durumu |
Kolay işlenir.
Buharla bükme işlemine elverişlidir. Kırılma direnci az fakat aşınma direnci
fazlacadır. Genç iken kolay yarılır ve kalite yüksektir. Rendelenen yüzey
parlak ve pürüzsüzdür. Yaşlı ağaçlarda yüzey daha pürüzlüdür. |
KULLANILDIĞI
YERLER |
|
Kırmızı
gürgende 80-100 yaşından sonra bir yalancı göbek oluşur. Bu, ağacın değerini
azaltır. Memleketimizde mobilya alanında kullanma alanı en geniş ağaçtır. Her
çeşit masif mobilya işinde, merdiven basamak ve korkuluklarında, parke
döşemelerde, dilme ve soyma kaplama olarak kontrplak yapımında, araba ambalaj
sanayinde, kalıp işlerinde vb. işlerde çok kullanılır. Kimyasal
boyalarla değişik renklerde boyanmaya elverişlidir. Her çeşit cila ve vernik
işlemleri uygulanabilir. |
|
|
|
Bilimsel adı |
QUERCUS |
|
Genel adı |
MEŞE |
|
Bölgesel adı |
Anadolu’da
bazı yerlerde meşeye PELİT veya PALAMUT denilmektedir. |
|
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Dünyada ılıman
iklim bölgelerinin güney kesiminde, Türkiye’nin bütün ormanlık bölgelerinde,
diğer orman ağaçlarıyla birlikte veya daha çok ayrı orman olarak bulunur. |
|
Başlıca türleri |
Meşenin 400’e
yakın türü vardır. Başlıcaları şunlardır: |
|
Kara
meşe................. Ak
meşe.................... Tüylü
meşe............... Kızıl meşe
................ Pırnal
meşesi............. Mantar
meşesi........... Mazı
meşesi.............. Palamut
meşesi......... |
Quercus
pedunculata Quercus
sessiliflora Quercus
pubescens Quercus cerris Quercus ilex Quercus
infectoria Quercus
acgilops Quercus acgilops |
|
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Meşe,
geniş, dağınık ve oval taç görünüşlü bir ağaçtır. Ortalama olarak boyu 20
metreye, gövde çapı da 0,70 metreye kadar gelişir |
|
Kabuk yapısı |
2-2,5 cm
kalınlığında üzeri ince çatlaklı kısır kabukludur. Kabuk rengi
gümüşi mavidir |
|
Yaprak yapısı |
Basit
yapraklıdır. Yapraklı kısmı eğmeçli girinti ve çıkıntılıdır. |
|
Meyvesi |
İçi tanence
zengin meyveleri kabuklu bir kadeh
içindedir. Bu kadehler ayrı bir yüksük ile dala bağlanmıştır. |
|
GEREÇ
DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Rengi |
Sarı grup
ağaçlar içerisinde incelenen meşede renk türlerine göre ton farkı gösterirse
de, ana renk kirli sarıdır. |
|
Çap kesiti ve
özü |
Öz beşgen
şeklinde ve kahverengidir. Göbek odunlu
bir ağaçtır. Göbek odun sarı kahverengi, yalancı odun sarıdır. |
|
Yıl halkaları
durumu |
Yıllık
halkalar kesin sınırlarla birbirinden ayrılmış olup, belirlidir. Sonbahar
halkası sarı kahverengi, ilkbahar halkası daha açık sarıdır. Göbek odundaki
senelik halkalar yalancı odundan daha sıktır. |
|
Öz ışınlar
durumu |
Çap kesitte
parlak açık renkli geniş öz ışınlı, öz kesitte geniş şeritler halinde, damar
kesitte uzunca ve iğler şeklinde olan öz ışınları çok belirlidir. |
|
Damar kesiti
yapısı |
Damar kesiti
sarı taban üzerinde, sarı kahverengi canlı damarlarla süslüdür. |
|
Gözenek
dağılımı |
Çember
gözenekli olan meşede gözenekler ilkbahar halkasında geniş ve gözle
görünebilir durumda, sonbahar halkasında ise daha sık ve küçüktür. |
|
Reçine
kanalları |
|
|
FİZİKSEL
ÖZELİKLER |
||
Hava kurusu
özgül ağırlığı |
Orta
ağırlıkta, bazı türleri ise ağırdır. Göbek odunun ağırlığı yalancı oduna göre
daha fazladır. Bu özellik bütün meşe türlerinde görünür. Özgül ağırlığı
0,65-1,14 arasında değişir. |
|
Ağacın
çalışması |
Geç ağaçlar
yaşlı ağaçlara, yalancı odun göbek oduna göre daha fazla çalışır. |
|
Dış etkilere karşı
dayanımı |
Meşe gerek yaş
gerekse kuru ortamda hava etkilerine karşı çok dayanıklı bir ağaçtır. Tanenli
oluşu böcekler tarafından yıkımlanmasını önler. Mekanik
dayanımı ortadır. Ancak sürtünme ve aşınma ya karşı çok direnç gösterir. |
|
Kokusu |
Tanenli olduğu
için özellikle yaş durumda işlenirken keskin bir asit kokusu verir. |
|
Sertliği |
Türlerine göre
orta sertlikte veya sert bir ağaçtır. Mobilya alanında daha çok kullanılan
kara meşe, ak meşeden daha yumuşaktır. |
|
İşleme durumu |
Kolay işlenir
ve temiz bir yüzey verir. Uzun liflidir. Kolay yarılır. Bükülme yeteneği
vardır. |
|
KULLANILDIĞI
YERLER |
||
Meşe gerek
renginin beğenilmesi gerekse dayanıklı bir ağaç olmasından ötürü doğrama ve
mobilya alanında çok kullanılır. değişik hava şartlarına gösterdiği direnç iç
ve dış doğrama işlerinde, sürtünmeye karşı üstün direnci merdiven ve parke
yapımında kendini aratır. Kaplama ve
masif olarak her çeşit mobilyada başarıyla uygulanır. Ayrıca köprü
ve iskele ayaklarında, demiryolu traverslerinde, maden direklerinde geniş bir
kulanım alanı vardır. Uzun süre deniz suyunda kalmış meşenin rengi yeşilimsi
siyaha dönüştüğünden, eski iskele ayakları abanoz taklidi olarak
mobilyacılıkta kullanılmaktadır. |
|
|
|
Bilimsel adı |
CASTANEA |
|
Genel adı |
KESTANE |
|
Bölgesel adı |
KESTANE |
|
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Kestane
önceleri Kuzey Afrika’da yetiştirilmiş, buradan Avrupa’nın sıcak ve ılıman
bölgelerine, Yunanistan, Arnavutluk,
Yugoslavya ve İspanya’ya yayılmıştır. Türkiye’de
Marmara ve Ege bilgelerinde dağınık olarak, Trakya bölgesinde, Belgrat
ormanlarında Türk olarak yetişir. |
|
Başlıca türleri |
Ona yakın türü
vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır: |
|
Anadolu
Kestanesi Avrupa
Kestanesi Amerikan
Kestanesi Japon
Kestanesi |
Castanea
Sativa Lill Castanea Vesca Castanea
Dentata Castanea
Crenata |
|
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Yemiş veren
kestaneler 4-5 boy olmakla beraber, gereç olarak kullandığımız ve daha çok
ormanlarda yetişen kestane ağaçları geniş taç görünüşlü, 40 metre kadar boy,
50-70 cm kadar çaptadır. |
|
Kabuk yapısı |
Ağaç genç iken
zeytin yeşili renktedir. Sonraları kül rengine dönüşerek üzerinde beyaz
lekeler belirir. Yaşlı kestane ağaçlarında kabuk kahverengi ve kışırlıdır. |
|
Yaprak yapısı |
Yaprakları
kısa saplı, mızrak şeklindedir. Üst tarafları parlak yeşil, alt yüzeyleri ise
donuk yeşil renktedir. |
|
Meyvesi |
Meyveleri
sarımtırak yeşil renkte, dikenli bir kadehin içindedir. Meyve kabuğu parlak
kahverengidir. |
|
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Rengi |
Kestane sarı
renk gurubuna giren bir ağaçtır. Renk sarı kahverengidir. Göbek odunu daha
koyu renklidir. |
|
Çap kesiti ve özü |
Göbek odunlu
bir ağaçtır. Ağaç yeni kesildiği zaman açık kahverengidir. Sonraları bu renk
daha koyulaşır. Yalancı odunları 2-5 yıllık halkalı ve çok dardır. Yalancı
odunu kirli beyaz veya sarımsı beyazdır. |
|
Yıl halkaları durumu |
Çap kesitte
yılık halkalar belirgindir. Sonbahar halkaları kahverengi, ilkbahar halkaları
ise sarı renktedir. |
|
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
çok sardır ve gözle görünemezler. Yalnız öz kesitte az parlak şeritler olarak
belirirler. |
|
Damar kesiti yapısı |
Sonbahar
halkasının damar kesitteki sarı kahverengi çizgileri, az da olsa hareler
şeklindedir. |
|
Gözenek dağılımı |
Çember
gözeneklidir. İlkbahar halkası üzerindeki gözenekler büyük ve belirlidir.
Sonbahar halkası üzerindeki gözenekler görünmezler. |
|
Reçine kanalları |
|
|
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
||
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Genel olarak
orta ağırlıkta bir ağaçtır. Özgül ağırlığı 0,40-0,75 arsında değişir. |
|
Ağacın çalışması |
Az çalışır.
Göbek odun, yalancı oduna göre daha az çalışır. |
|
Dış etkilere karşı dayanımı |
Değişik hava
şartlarına göre çok dayanıklıdır. Tanen bakımından zengin oluşu parazitlere
karşı ağacı korur. Özellikle su içinde ve nemli ortamda dayanma gücü
fazladır. Mekanik
etkilere karşı dayanıksızdır. |
|
Kokusu |
Asit (Tanen)
kokuludur. |
|
Sertliği |
Oldukça
yumuşak ve homogen bir yapısı vardır. Kolay işlenir ve kolay yarılır. Uzun lifli ve
bükülgendir. |
|
İşleme durumu |
Çok kolay
işlenen kestane ağacı rendelenen yüzeyde düzgün ve parlak bir görünüş verir. |
|
KULLANILDIĞI
YERLER |
||
Gemi inşaatında,
su içi çalışmalarında, yapı malzemesi olarak iç ve dış doğramada ve
mobilyacılıkta kullanılır. Kestane su
içinde fazla dayanma gücüne sahiptir. Bu bakımdan fıçıcılıkta çok kullanılır.
Bükme mobilya içinde aranan bir ağaçtır. Sarı
kahverengi süslü kaplaması beğenilir. |
|
|
|
Bilimsel adı |
ABİES |
|
Genel adı |
KÖKNAR |
|
Bölgesel adı |
Edremit,
Balıkesir ve Denizli çevresinde ANDIZ, Toroslar’da BEYAZ ÇAM adı verilir. |
|
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Genellikle
verimli topraklarda yetişir. Nemli ve serin bölgelerin kayalık olmayan
kısımları köknarın yetişmesi için elverişlidir. Avrupa’nın
güney kıyılarında, Yunanistan, İspanya ve güney Rusya’da, Amerika’nın
Kaliforniya bölgesinde yetişir. Türkiye’de
Karadeniz kıyılarında, Uludağ, Kazdağ ve Toroslarda ormanlar halinde bulunur.
|
|
Başlıca türleri |
Doğu Karadeniz
(Kafkas) Köknarı Batı Karadeniz
(Uludağ) Köknarı Kazdağ Köknarı Toros Köknarı Avrupa Köknarı Kokulu Köknarı Kefalonya
Köknarı İspanya
Köknarı |
Abies
Nordmanniana Abies
Bornmülleriana Abies Egui
trojani Abies Cilicica Abies
Pectinata Abies Concolar Abies
Cephalonica Abies Pinsapo |
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Köknar 50
metreye kadar boy ve 100-120 cm kadar çap yapabilen bir ağaçtır. Konik
gövdelidir. Orman içinde açık boz kabuk rengi ile diğer iğne yapraklı
ağaçlardan kolayca ayrılır. |
|
Kabuk yapısı |
Düz
kabukludur. Kabuğu açık boz renklidir. |
|
Yaprak yapısı |
İğne
yapraklıdır. Genellikle yapraklarının alt yüzünde iki çizgi bulunur. Yeşil
iğne yaprakların uçları çatallıdır. |
|
Meyvesi |
Meyvesi yukarı
doğru bakan kozalaklarıdır. Tohumu iki kanatlıdır. |
|
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Rengi |
Gereci sarı
renk gurubuna girer. Sarı beyaz veya açık kirli sarıdır. |
|
Çap kesiti ve özü |
Olgun
odunludur. Yeni kesilmiş köknarın çap kesitinde göbek oduna benzer bir durum
görülürse de ağaç kuruyunca bu farklılık kaybolur. Kahverengi özü
çoğunlukla çürümüştür. |
|
Yıl halkaları durumu |
Yıllık
halkalar kesin sınırlarla birbirinden ayrılır. Sonbahar halkası kahverengi
veya morumsu kahverengi, ilkbahar halkası açık sarıdır. |
|
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
gözle görülemyecek kadar küçüktür. |
|
Damar kesiti yapısı |
Sarı veya
kirli beyaz zemin üzerinde, açık kahverengi sonbahar halkası belirli ve
ilkbahar halkasından daha serttir. |
|
Gözenek dağılımı |
Gözenekleri
gözle görülmediği için, gözeneksiz bir ağaçtır denilebilir. |
|
Reçine kanalları |
Reçine kanalı
yoktur. |
|
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
||
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Hafif bir
ağaçtır. Özgül ağırlığı genel olarak 0,40’tır. |
|
Ağacın çalışması |
Değişik hava
şartları altında az çalışır ve az şekil değiştirir. |
|
Dış etkilere karşı dayanımı |
Az
dayanıklıdır. Nemli ortamda bu dayanıklılık daha da azalır. Boyu yönünde
mekanik dayanımı fazladır. |
|
Kokusu |
Ağaç yeni
kesildiğinde ekşi bir koksu vardır. Kuruduktan sonra bu koku kaybolur. |
|
Sertliği |
Yapısı genel
olarak yumuşaktır. sonbahar halkası bütün kesitlerde belirli bir sertlik
gösterir. |
|
İşleme durumu |
Yumuşak bir
ağaç olmasına karşıt bir özellikle budakları perdah işleminde güçlük çıkarır,
zor işlenir. Diğer çam
cinslerine göre daha esnek ve bükülgendir. Kolay yarılır. |
|
KULLANILDIĞI
YERLER |
||
Köknarda çok
sayıda düşer budaklar kullanma alanında büyük bir sakınca doğurur. Genellikle iç
doğramada, ahşap tavan ve tabanda yağlı boyalı kapılarda ve kontratablalarda
kör ağaç olarak kullanılır. Masif olarak az çalıştığından mobilya da daha çok
çekmece yanlıklarında ve içi bölmelerde tercih edilir. Çok temiz ve düzgün
elyaflı köknarla temiz ve kaliteli iş yapabilir. Mekanik dayanım gerektiren
yarlerde kullanılmaz. |
|
|
|
Bilimsel adı |
PİCEA |
|
Genel adı |
LADİN |
|
Bölgesel adı |
Genellikle
yüksek yerlerde yetiştiğinden halk arasında DORUK ası verilir. |
|
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Kuzey ve orta
Avrupa’nın dağlık bölgelerinde, orta Sibirya’da, Birleşik Amerika, Çin ve
Japonya’da yetişir. Türkiye’nin dağlık
kıyı bölgelerinde orman olarak bulunur. Nemli ortamda çok çabuk büyür. Fazla
güneşe ihtiyaç duymaz. |
|
Başlıca türleri |
En yaygın
türleri şunlardır. |
|
Şark Ladini Avrupa Ladini Mavi Ladini Batıcı Ladini |
Picea
Orientalis L. Picea Excelsa
Link Picea Pungens
Engelm |
|
Türkiye’de
yalnız (Şark Ladini) ormanlar halinde yetişir. |
||
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Ladin 40-50
metreye kadar boy alabilen düzgün gövdeli bir ağaçtır. Gövde çağı 1,5-2
metreye kadar gelişebilir. Başlangıçta
çok yavaş sonraları çok çabuk büyür. |
|
Kabuk yapısı |
Kışır
kabukludur. Genç gövdelerde kabuk açık kahverengi, yaşlı gövdelerde
kırmızımsı kahverengidir. Kabuk üzerinde gri pulcuklar bulunur. |
|
Yaprak yapısı |
İğne
yapraklıdır. Kışın yapraklarını dökmez. Yapraklar koyu yeşil renkte, sivri
uçlu ve dört köşelidir. |
|
Meyvesi |
Meyvesi
kozalaktır. Kozalakları aşağıya doğru sarkık olarak durur. |
|
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Rengi |
Sarı grup
ağaçlara girer. Renk kamış sarısı veya pembe beyazdır. |
|
Çap kesiti ve özü |
Olgun odunlu bir
ağaçtır. Çap kesiti eşdeğer bir görünüş verir. |
|
Yıl halkaları durumu |
Bütün
kesitlerde yıllık halkalar belirlidir. Halkalar arsında sertlik farkı çok
azdır. |
|
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
belirsizdir. |
|
Damar kesiti yapısı |
Parlak bir
yüzey verir. Sarı renkli ilkbahar odunu üzerinde sarı kahverengi veya sarı
pembe sonbahar halka çizgileri görülür. |
|
Gözenek dağılımı |
Gözeneksiz bir
ağaçtır. |
|
Reçine kanalları |
İnce ve az
sayıda reçine kanalı vardır. Bu kanallar çap kesitte nokta, diğerlerinde ise
çizgi görünüşündedir. |
|
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
||
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Hafif bir
ağaçtır. Özgül ağırlığı 0,40-0,50 arasında değişir. |
|
Ağacın çalışması |
Nemli ortamda
fazla çalışır ve çatlar. İyi kurutulursa az şekil değiştirir. |
|
Dış etkilere karşı dayanımı |
Mekanik
dayanımı her yönde orta durumdadır. Neme ve böcek etkilerine karşı az
dayanıklıdır. |
|
Kokusu |
Reçine
kokuludur. |
|
Sertliği |
Çok yumuşak
bir ağaçtır. Yıllık halkalar arasında sertlik farkı az olduğundan yumuşaklık
bütün yüzeylerde aynıdır. |
|
İşleme durumu |
Düzgün elyaflı
ve eşdeğer yapıda olduğu için kolay işlenir. Kolay yarılır. Rendelenen yüzey
temiz ve parlak bir görünüm verir. |
|
KULLANILDIĞI
YERLER |
||
Gerek ormanda
ve gerekse işlenmiş olarak böcekler tarafından kolayca yıkımlanabilir. İç doğrama,
kontrplak ve soyma kaplama yapımında kullanılır. Mobilya alanında körağaç
işlerinde ve masif olarak natürel durumda kullanılır. Ladin, ses
iletiminin yüksek oluşundan müzik aletlerinin göğüs kısmında özellikle
aranır. Gövde
çürüklükleri, kırmızı ve kahverengi lekeler, küçük budaklar, burukluk ve
senelik halka yapraklanmaları başlıca irsel kusurlardır. |
|
|
|
Bilimsel adı |
CEDRUS |
|
Genel adı |
SEDİR |
|
Bölgesel adı |
Toroslarda
yetişen kısmına Güney Anadolu'’da KATRAN ÇAMI denir. |
|
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Sedir, özellikle
bol güneşli, yüksek ve verimli yerlerde bulunur. Lübnan ve Atlas dağlarıyla
Himalayalar da yetişir. Türkiye’de
Toros dağlarında bulunur. |
|
Başlıca türleri |
Yetiştiği
bölgenin adını alan başlıca üç türü vardır. |
|
Toros veya
Lübnan S. Atlas Sediri Himalaya
Sediri |
Cedrus
Libanitica Cedrus
Atlantica Cedrus Deodara |
|
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Tacı, tepeye
gidildikçe kısalan dallarıyla bir piramidi andırır. Düzgün bir
gövde yapısı vardır. |
|
Kabuk yapısı |
Benekli
kabukludur. Renk kırmızı kahve ve gridir. İnce kabukludur. |
|
Yaprak yapısı |
İğne
yapraklıdır. Yaprak ibrelerinden 30-50 tanesi bir arada demetler halindedir.
Kışın yapraklarını dökmez. |
|
Meyvesi |
Kozalakları
köknarda olduğu gibi yukarıya bakar. |
|
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
||
Rengi |
Sedir kızıl
renk grubu ağaçlara girer. Renk göbek odunda kırmızı kahverengi, yalancı
odunda sarı kırmızıdır. |
|
Çap kesiti ve özü |
Göbek odunlu
bir ağaçtır. Diğer iğne yapraklılarda olduğu gibi, öz çoğunlukla çürümüştür. |
|
Yıl halkaları durumu |
Yıllık halkalar
dalgalı ve belirgindir. |
|
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları öz
kesitte pulcuklar halinde, çap kesitte ince kesik çizgiler halinde görünür. |
|
Damar kesiti yapısı |
Sarı zemin
üzerinde gri kahverengi çizgiler şeklinde uzanan damar süsleri vardır. Çok
defa bu çizgiler testere dişleri gibi zikzaklıdır. |
|
Gözenek dağılımı |
Çok küçük
olduğu için gözle görünmez. |
|
Reçine kanalları |
Reçine
kanalları yoktur. Buna karşılık çap kesitte ve damar kesitte yer yer reçine
birikintileri görünür. |
|
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
||
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Genel olarak
hafif bir ağaçtır. Lübnan sedirinin özgül ağırlığı 0,55, Atlas sedirinin
0,45-0,55 ve Hint sedirinin 0,50-0,60’tır. |
|
Ağacın çalışması |
Sedir diğer
çam türlerine göre daha az çalışır. Değişik hava şartlarından kolay
etkilenmez. |
|
Dış etkilere karşı dayanımı |
Özellikle su
içinde büyük bir dayanma gücü gösterir. Kendine özgü kokusu çeşitli
parazitlere karşı ağacı korur. |
|
Kokusu |
Hoşa giden bir
kokusu vardır. Bu sedir kokusu ağaç üzerinde uzun süre kalır. |
|
Sertliği |
Yumuşaktır.
yıllık halkalar arasında sertlik farkı az olduğundan homogen bir yapısı
vardır. Kırılgandır. |
|
İşleme durumu |
Yumuşak ve
düzgün dokulu olduğu için kolay işlenir. Rendelenen yüzey parlak bir görünüş
verir. |
|
KULLANILDIĞI
YERLER |
||
Neme ve böcek
yıkımlamalarına karşı çok dirençli olduğu içinözellikle yer altı ve köprü
inşaatında tercih edilir. Eski Mısır
uygarlığından kalmış mobilya ve ağaç eşyanın çoğunluğu sedirden yapıldığı
görülmüştür. Masif mobilya,
kurşun kalemi ve doğrama işlerinde kullanılmaktadır. Çok bol öz ışınları
vardır. |
|
|
Bilimsel adı |
PİNUS NİGRA |
Genel adı |
KARAÇAM |
Bölgesel adı |
TOROS’lar
bölgesinde ALAÇAM adı verilir. |
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Dünya üzerinde
Kıbrıs, Yunanistan, Alp Dağları, Karpatlar ve Avusturya ile Kırım’da ormanlar
halinde yetişir. Türkiye’nin hemen her tarafında özellikle İç Anadolu, Ege,
Karadeniz, Ve Toroslar’ın iç Anadolu'’ya bakan kısımlarında bol olarak
vardır. |
Başlıca türleri |
Karaçamın
başlıca beş değişik türü vardır. Bu türler yetiştikleri bölgeye göre isim alır. |
Avusturya
Karaçamı Kalabriya
Karaçamı Korsika
Karaçamı Toros Karaçamı Pirene
Karaçamı |
|
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Yaklaşık
olarak 30-35 m. kadar boy yapabilen karaçamın tepelere kadar kuvvetli yan
dallara sahiptir. Çatal gövde karaçamın irsel bir oluşumudur. |
Kabuk yapısı |
Kışır
kabukludur. Kabukları geniş ve derin çatlaklıdır. |
Yaprak yapısı |
İğne
yapraklıdır. Yaprak ibreleri sert ve batıcı, renkleri koyu yeşildir. İbre
boyları ise 8-15 cm arasındadır. |
Meyvesi |
Kozalak meyvelidir.
Kozalakları sarı esmer renkte ve doğrudan dala bağlı olarak yukarı doğru
bakar. |
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Rengi |
Kızıl renk
gurubu ağaçlardandır. Renk kızıl sarı veya kızıl kahverengidir. |
Çap kesiti ve özü |
Göbek odunlu
bir ağaçtır. Göbek odun kızıl kahverengi yalancı odunu ise kırmızımsı
sarıdır. Göbek odunları genellikle dardır. |
Yıl halkaları durumu |
Yıl halkaları
çok belirgindir. Kesin sınırlarla birbirinden ayrılır. |
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
belirsizdir. |
Damar kesiti yapısı |
Damar kesit
canlıdır. Bol budaklı olan yüzeyde dağınık hareler görülür. |
Gözenek dağılımı |
|
Reçine kanalları |
Bol sayıda
olan reçine kanalları özellikle sonbahar halkası üzerindedir. Çok
reçinelidir. |
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
|
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Karaçam ağır
bir ağaçtır. Özgül ağırlığı 070-0,80 arasındadır. |
Ağacın çalışması |
Budaksız ve az
reçineli kısımları orta derece çalışır. Budaklı kısımları çok çalışır ve
şekil değiştirir. |
Dış etkilere karşı dayanımı |
Dayanıklı bir
ağaçtır. Su içinde ve açık havada kolay etkilenmez. Basınca karşı
direnci fazladır. |
Kokusu |
Keskin reçine
kokuludur. |
Sertliği |
Budaklı
bölümleri çok sert, budaksız bölümleri yumuşaktır. |
İşleme durumu |
Budaksız
olursa kolay işlenir. Fakat çoğunlukla budaklı olduğundan işlenmesi güç bir
ağaçtır. Kolay yarılır. |
KULLANILDIĞI
YERLER |
|
Karaçam
genellikle yapı gereci olarak kullanılır. Budaksız ve az reçineli
kısımlarından mobilya yapımında yararlanılabilir. En çok
kullanıldığı yerler yapı işleri, gemi, vagon yapımı, dış doğrama ve ambalaj
sanayidir. |
|
|
Bilimsel adı |
LARİX |
Genel adı |
MELEZ ÇAMI |
Bölgesel adı |
MELEZ ÇAMI
veya AVRUPA ÇAMI |
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Dünya üzerinde
Orta Avrupa memleketlerinde, özellikle Avusturya, Çekoslavakya, Polonya ve
İsviçre Alplerinde, Rusya’nın Sibirya bölgesinde bol ve yaygın ormanlar
halindedir. Türkiye’de
diğer çam cinsleriyle karışık olarak bulunur. |
Başlıca türleri |
Yaklaşık
olarak on kadar türü vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır: |
Larix Europaea Pinus Larix Larix Sibirice Larix Decidun |
|
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Genel görünüşü
kara çama benzer. 45 m. ye kadar yükselebilir. Çok sayıda uzun, ince ve esnek
yan dalları vardır. Gövdesi genellikle irsel olarak eğri ve eksantriktir. |
Kabuk yapısı |
Kışır
kabukludur. Genç gövdelerde kabuk düzdür. Başlangıçta parlak kül rengi olan
kabukları zamanla mantarlaşır. |
Yaprak yapısı |
İğne
yapraklıdır. Yaprak ibreleri narin, açık yeşil ve 1-2 cm uzunluğundadır.
İbreler toplu durumdadır. |
Meyvesi |
Kozalak
meyvelidir. |
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Rengi |
Kızıl renk
gurubuna girer. Renk sarı kızıldır. İşlenmiş yüzey güneş ve hava etkisiyle
zamanla koyulaşır. |
Çap kesiti ve özü |
Göbek odunlu
bir ağaçtır. Göbek odun kırmızı kahverengi, yalancı odun ise sarı veya
beyazdır. |
Yıl halkaları durumu |
Yıl halkaları
belirlidir. Sonbahar halkaları koyu ve geniştir. |
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
belirsizdir. |
Damar kesiti yapısı |
Çok kere koyu
hareli damar süsleri vardır. İnce çizgili gereci çok tutulur. |
Gözenek dağılımı |
|
Reçine kanalları |
Melez çamı,
kırmızı çama göre daha fazla reçinelidir. Reçine kanalları gözle görünemez. |
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
|
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Hafif ve orta
ağırlıkta bir ağaçtır. Özgül ağırlığı 0,60-0,70 arasındadır. |
Ağacın çalışması |
Az çalışır
değişik hava akımları çalışmasını fazla etkilemez. |
Dış etkilere karşı dayanımı |
Bol reçineli
olan gereci dış hava etkilerine ve çeşitli parazitlere karşı dayanıklıdır. Mekanik
etkilerden basınca veya darbeye karşı dirençlidir. |
Kokusu |
Reçine
kokuludur. |
Sertliği |
Diğer çam
cinslerine oranla daha sert bir yapısı vardır. |
İşleme durumu |
Kolay işlenir
işlenen yüzey temizdir. Esnektir ve kolay yarılır. |
KULLANILDIĞI
YERLER |
|
Gereç olarak
iğne yapraklı ağaçların en kıymetlisidir. İç ve dış
mimaride, doğrama ve çeşitli duvar panoları yağımı ile, natürel olarak
mobilya yapımında çok kullanılır. Gerecinden
yapı kerestesi olarak da yararlanılabilir. Koyu renkli ve
dar ince çizgili yıl halkaları bulunan bölümleri mobilya için çok aranır. Diğer çam
cinsi ağaçlara göre en çabuk büyüyendir. |
|
|
Bilimsel adı |
TECTONA
GRANDİS |
Genel adı |
TEAK (TİK) |
Bölgesel adı |
TEAK |
Dünyada ve Türkiye’de yetiştiği yerler |
Tik bir sıcak
bölge ağacıdır. Başlıca yetiştiği yerler Cava, Birmanya, Siyam, Hindistan,
Brezilyadır. Türkiye’de
yetişmez. |
Başlıca türleri |
Yetiştiği
ülkelere göre adlandırılır. Hindistan tiki Java tiki Rangan tiki Diyati tiki Maulmin tiki |
DİKİLİ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Genel görünüşü ve gövde yapısı |
Geniş taçlı,
uzun ve yuvarlak gövdeli bir ağaçtır. 40 m’ye kadar boy ve 100 cm kadar çap
yapabilir. |
Kabuk yapısı |
Gri renkli,
yumuşak ve benekli kabukludur. |
Yaprak yapısı |
Geniş tekil
yapraklıdır. Yaprakları elips biçiminde ve büyüktür. |
Meyvesi |
Kendine özgü
meyvesi vardır. |
GEREÇ DURUMUNDAKİ YAPISI |
|
Rengi |
kahverengi
grup ağaçlara girer. Renk önceleri sarımsı kahvedir. Havanın ve güneşin
etkisiyle zamanla kahverengine dönüşür. |
Çap kesiti ve özü |
Göbek odunlu
bir ağaçtır. Göbek odunu kahverengi, yalancı odunu sarı renklidir. |
Yıl halkaları durumu |
Yıl halkaları
yetiştiği bölgelere göre belirli veya belirsizdir. ilkbahar halkası sarı,
sonbahar halkası kahverengidir. |
Öz ışınlar durumu |
Öz ışınları
açık renkte ve belirgindir. |
Damar kesiti yapısı |
Damar kesit
çoğunluk, türlerde tek renklidir. Gerecin biçilişine göre düz yollu damarlara
da rastlanabilir. |
Gözenek dağılımı |
Dağınık
gözeneklidir. Gözenekler ilkbahar halkasında açık renkte ve geniş, sonbahar
halksında küçük noktacıklar olarak görülür. |
Reçine kanalları |
Reçine
karşılığı baharlı bir koku veren yağlı bir ağaçtır. |
FİZİKSEL ÖZELİKLER |
|
Hava kurusu özgül ağırlığı |
Orta ağırlıkta
bir ağaçtır. Özgül ağırlığı 0,65-0,70 arasındadır. |
Ağacın çalışması |
Az çeker, az
çalışır ve az şekil değiştirir. |
Dış etkilere karşı dayanımı |
Dış hava
şartlarına karşı çok üstün bir dayanma gücü vardır. Nemden ve böcek etkilerinden
yıkımlanmaz. |
Kokusu |
İşlenirken
deriyi andıran bir koku verir. |
Sertliği |
Orta
sertliktedir. |
İşleme durumu |
Çok kolay
işlenir. Oldukça esnektir. Kolay yarılır. |
KULLANILDIĞI
YERLER |
|
Ağacı yağlı
olduğu için aşınmaya, sürtünmeye ve neme karşı olan yerlerde aranır. Yağlı
yapısı ve kokusu dolayısıyla böcek ve mantar yıkımlanmasına karşı üstün bir
dayanma gücü vardır. Su altı
inşaatı, fıçı, gemi mobilyası, dış doğrama, yagon vb. alanlarda başarı ile
kullanılır. Mobilyada
gerek masif ve gerekse kaplama olarak yer alır. Zımparalama
işleminde havalanan tozları terli seri üzerinde kaşıntılara sebep olur. |
Ts
51 “İğne Yapraklı Yapı Kerestesi” yönetmeliğinde verilen, ahşap yapılarda
kullanılacak kereste boyutlarının normlaştırılmış değerleri, anılan adları ile
tablo da görülmektedir.
Kereste Boyutları Tablosu |
||
Kereste Çeşidi |
Boyutlar (cm) |
|
Çıta |
0,8/2,4 – 1,2/2,4 – 1,8/2,4 |
|
Lata |
1,8/4,8 – 2,4/4,8 – 2,8/4,8 – 3,8/5,8 |
|
Kadron |
2,8/2,8 - 2,8/5,8 - 3,8/3,8 – 3,8/7,8 - 4,8/4,8 –
4,8/5,8 -4,8/7,8 - 4,8/9,8 - 5,8/5,8 - 7,8/7,8 - 9,8/9,8 |
|
Kiriş |
12/12 – 12/15 - 12/17 - 12/19 - 15/15 - 15/17 –
15/19 - 17/17 - 17/19 - 19/19 |
|
Azman |
20/20 - 20/22- 20/25 - 20/28 - 20/30 - 22/22 -
22/25 – 22/28 - 22/30 - 25/25 - 25/28 - 25/30 - 28/28 – 28/30 - 30/30 |
|
Kalas |
Kalınlık |
3,8 – 4,8 – 5,8 – 7,8 – 9,8 |
Taşıyıcı iskelet malzemesi olarak kullanılabilecek
ahşap, kalitesine göre üç sınıfa ayrılmıştır.
Diğerlerine oranla satış fiyatının daha çok olacağı
aşikar olan 1. Sınıf ahşap, taşıyıcı iskeletin, ya da iç kuvvet bakımından çok
yüklü parçalarında belirli kısımlarında kullanılır. Aksine, yani sistemin
bütününde kullanmaya zorlayan statik neden yoktur. Çünkü kafes gövdeli
sistemlerde, (kirişler, kemerler, çerçeveler) 2. Sınıf ahşaba göre bile
hesaplandığında ekler. Birleşimler ve şartnamenin çubuk kesintileri için
verdiği minimum ölçüler dolayısıyla sisteme ait çekme ve basınç çubuklarının
pek çoğunda zaten kesit fazlası vardır. 1. Sınıf olsun demekle kullanılabilecek
daha büyük emniyet gerilmesinden boyutlama da yararlanılmaz. Maliyet boş yere
arttırılmış olur. 1. Sınıf ahşap yüksek mukavemetli. 2 . sınıf normal. 3. Sınıf
ise zayıf mukavemetli ahşaptır. Bu sınıflandırmayı hangi esaslara göre
yapıldığı çizelge 1’de gösterilmiştir.