GAZİ ÜNİVERSİTESİ
MOBİLYA VE DEKORASYON EĞİTİM
BÖLÜMÜ
ANKARA 2000
MOTİVASYON.......................................................................................................................... 2
Periyodik Güdüler..................................................................................................................... 3
Periyodik Olmayan Güdüler....................................................................................................... 3
Motivasyonun Önemi................................................................................................................. 3
MOTİVASYON TEORİLERİ..................................................................................................... 4
1. Abraham Maslow’un
İhtiyaçlar Teorisi................................................................................... 4
Kompleks Üstü......................................................................................................................... 4
Kompleks................................................................................................................................. 4
a) Fizyolojik İhtiyaçlar......................................................................................................... 5
b) Güvenlik İhtiyaçları.......................................................................................................... 5
c) Sevme Ve Sevilme İhtiyaçları........................................................................................... 5
d) Aile Kurma..................................................................................................................... 5
e) Takdir Edilme İhtiyacı...................................................................................................... 5
f) Yeteneklerini Ortaya Koyabilme İhtiyacı.......................................................................... 5
2. Mc Gregor’un X ve Y
Teorisi................................................................................................ 6
3. “Z” Teorisi............................................................................................................................ 6
GÜDÜ TÜRLERİ...................................................................................................................... 6
Birincil Ve İkincil Güdüler.......................................................................................................... 6
KATILIMA GÜDÜLEME........................................................................................................ 9
GÜDÜLENMEYİ ETKİLEYEN KİŞİSEL ETKENLER...................................................... 11
ÖĞRENCİLERİ GÜDÜLEME YOLLARI........................................................................... 12
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Motivasyon nedir.
Çalışma [EK1](Bu
eğitim içinde geçerlidir. ) hayatında motivasyon kısaca personelin işe istekli
hale getirilmesi olarak tarif edilir. Lügatte ise motivasyonla ilgili şu
bilgiler verilmektedir.
Güdüleme kavramını dilimizdeki tam karşılığını
bulmak çok güçtür. Bu kavram İngilizce, Fransızca “Motive” kelimesinden
türetilmiştir. Motive kelimesi Türkçe’de güdü, saik veya harekete geçirici güç
anlamına gelmektedir.
Motiv; Bilinçli veya bilinçsiz olarak
davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç,
bir etkinlik veya işin gizli nedeni, bireyleri bilinçli ve amaçlı davranışlarda
bulunmaya iten dürtü veya dürtüler bileşkesi olarak tanımlanmaktadır.
Güdülenme, bireyin işinin yönünü, gücünü ve
öncelik sırsını belirleyen iç veya dış dürtünün etkisi ile eyleme geçmesi
(Motivasyon) ve güdülemek de insan ya da hayvanlardaki belli güdüleri devinime
geçirerek canlıyı eyleme itme olarak tanımlanmaktadır. Güdüleyici ise eyleme
geçirici ya da yönlendirici unsurlardır.
Araştırmamamızda aynı veya benzer anlamalara
gelen değişik kavaramlar yerine, daha yerleşik ve hepsinin taşıdığı manayı
kapsaması bakımından genellikle motiv (Güdü) ve motivasyon (Güdüleme)
sözcükleri kullanılmıştır. Eğitim hayatının organize bir yönü olup, bunun
merkezinde de insan unsuru yer almaktadır.
Açlık, uyku gibi giderildikten bir süre
sonra tekrar ortaya çıkan güdüler olup; temel ve doğal güdüler olarak
tanımlanmaktadır. Bunlar bireyin dünyaya gelmesi ile aynı anda beliren ve
biyolojik hayatın devamı için giderilmesi zorunlu olan güdülerdir. Eksikliği
organizma tarafından çeşitli yollarla hissettirilerek giderilmesi amacıyla
birey uyarılır.
Bu güdüler bireyin fizyolojik gelişme
sürecine paralel olarak ortaya çıkmakta ve giderildikten sonra genellikle pek
etkileri kalmamaktadır. Bireyin başta aile olmak üzere daha çok toplumsal
çevrede kazandığı güdülerdir. Örnek olarak yeteneklerini ortaya koyma, başarı
güdüsü ve saygınlık güdüsü verilebilir.
Motivasyon doğrudan davranışın kaynağı
ile ilgilenmektedir. Davranışların nasıl yönlendirilebileceğini veya
yönlendirilmiş bir davranışın yoğunluğunun nasıl arttırılabileceğini ortaya
koymaya çalışmaktadır. Bunun nedeni insanın doğası gereği hareketli ve çeşitli
yöntemler kullanılmak yoluyla etki altına alınabilen bir varlık olmasıdır.
Motivasyon fonksiyonları çok değişik
şekillerde hayatın her alanında ve hemen herkes tarafından uygulanır. En küçük
sosyal grup olan ailede anne ve baba, sınıfını geçerse kendisine bisiklet (ya
da herhangi bir hediye) alacağını müjdeleyerek okula giden çocukların
davranışlarını yönlendirmeye çalışır. Devletler vatandaşlarını, uygarlık
düzeyine yetiştirmek amacıyla çok çalışmaya özendirirler. Kendi üzerine bir
takım motivasyon unsurları tatbik edilen biri, başka bir amaçla yine diğer bir
kişiyi güdülemeye çalışabilir. Kısaca insan davranışlarına yön vermek isteyen
hemen herkesin başvuracağı en güçlü yöntem motivasyon olarak görülmektedir.
Günümüzde globalleşme sebebiyle ülkeler
arsında sınırlar neredeyse kalkmıştır. Ülkeler hem bölgesel anlamda hem de
küresel anlamda söz sahibi olabilmek için rekabete mecburdurlar. Bu rekabet
ekonomik, siyasal, kültürel, eğitim vb. olabilir. Bizi ilgilendiren ise
eğitimdeki rekabettir. Bunun içinde iyi motive edilmiş bireyler gereklidir.
Güdülenmiş ile güdülenmemiş öğrenci
davranışları arasında önemli farklar vardır. Güdülenmiş davranışların yönü bellidir,
büyük bir enerji ile yapılır. Hareketlerde kararlılık, devamlılık ve ısrar
vardır.
Güdülenmiş davranışta ilgi duyma ve dikkat
etme de süreklilik; davranışın yapılması için çaba göstermeye ve gerekli zaman
harcamaya isteksizlik; kunu üzerinde odaklaşma, kendini verme ve güçlüklerle
karşılaştığında istenilen davranışı yapmaktan vazgeçmeme, sonuca gitmede
ısrarlı olma ve kararlılık gibi olumlu davranışlar mevcuttur.
Güdülenme
ile ilgili en kapsamlı açıklamalardan birini hümanistlik yaklaşımın
öncülerinden olan Maslow yapmıştır.
Maslow`a
göre bireyin güdülenmesinin temelinde ihtiyaçlar vardır. Birey bu ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla harekete geçer. Maslow insanların bu ihtiyaçlarını önem
sırasına dizerek ihtiyaçlar hiyerarşisi oluşturmuştur.
|
Kompleks Üstü
|
Ben Üstü |
|||||||||
|
İhtiyaçlar |
Ben |
|||||||||
PSİKOLOJİK |
|
Ait olmak |
|||||||||
İHTİYAÇLAR |
Kompleks
|
Fırsat |
|||||||||
|
İhtiyaçlar |
Emniyet |
|||||||||
|
|
Takdir |
|||||||||
|
|
Ümit etmek |
|||||||||
|
Basit Temel |
Sinir Sisteminin Normal Çalışması |
|||||||||
|
İhtiyaçlar |
Gururunu Korumak |
|||||||||
|
|
Yükselmek |
|||||||||
|
Çevreye Uymak |
||||||||||
SOSYAL |
Sosyal Emniyet |
||||||||||
İHTİYAÇLAR |
Meslek ve İş Sahibi Olmak |
||||||||||
|
Aile Kurmak |
||||||||||
|
Korunmak |
||||||||||
FİZYOLOJİK |
Cinsel Tatmin |
||||||||||
İHTİYAÇLAR |
Uyumak |
||||||||||
|
Yemek Yemek |
||||||||||
* Maslow’un İhtiyaçlar
Hiyerarşisi Tablosu Doç. Dr. Hasan HEFE[EK2] tarafından ders notu olarak verilmiştir.
Teoriye göre insanlar ihtiyaçlarını gidermek
amacıyla davranışlarına yön ve yoğunluk vermektedir. Bu ihtiyaçlar önem
sırasına göre şöyle sıralanabilir.
Bunalar, insanın yaşabilmesi için
mutlaka karşılanması gereken, hayat boyu çeşitli aralıklarla ortaya çıkan
ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar diğer ihtiyaçlara nazaran öncelik taşır. Örneğin,
açlık endişesi içinde olan bir insan için yemek ihtiyacını gidermeyen
davranışlar ikinci planda kalır.
Birey fizyolojik ve biyolojik
ihtiyaçlarını yeterli oranda giderdikten sonra güvenlik ihtiyaçlarını gidermeye
yönelir. Örneğin sağlık güvencesi, geleceğe yönelik sosyal güvence vb.
Sevme ve sevilme insanın doğasından
kaynaklanan evrensel bir ihtiyaçtır. İnsanlar sosyal bir varlık olmaları itibarı
ile diğer insanlarla gruplar halinde bir arada yaşamak, birileri tarafından
sevilirken, birilerini de sevmek ister.
Her insan normal şartlar altında eşi ve
çocukları ile beraber bir ailesinin olmasını, kendisiyle dertleşeceği ve
gereğinde yardımlaşabileceği, sevinçlerini ya da sıkıntılarını paylaşabileceği
yakınlarının olmasını ister.
İnsanlar kendi kendilerini takdir
etmeden önce özellikle çevrelerindeki dikkat ve ilgisini çekerek, onların
takdirini kazanmayı isterler. Statü ihtiyacı, farkına varılma ihtiyacı, takdir
edilme ve iş arkadaşlarından daha üstün bir başarı sağlama ihtiyacı örnek
olarak verilebilir.
Yeteneklerini ortaya koyabilme
ihtiyacı, insanların kendi kişilik yapılarında doğal ve potansiyel olarak
mevcut olan maharetlerini, yeteneklerini analiz ederek, pratik olarak
uygulamaya yönelmesidir. Örneğin birey müzik sahasında kendini yetenekli
buluyorsa, imkan bulup bunu sergilemeye yönelebilir.
Bu
basamağa kadar ihtiyaçlar tam veya tama yakın giderilen birey, kendine özgü
kişiliği olan, güveni tam, yere sağlam basan insan haline gelir.
Maslow’un
ihtiyaç hiyerarşisi öğretmenin çocukları daha iyi tanıyarak, onları hangi
güdüler altında hareket ettiklerini anlamasına yardımcı olur. Örneğin,
disiplini bozan bir öğrencinin davranışı altında alışkanlık değil,
arkadaşlarından kabul görme ihtiyacı olabilir. Böyle bir durumda, o öğrenciye
arkadaşlarından kabul görmek için kötü davranışlar göstermesine gerek
olmadığına, iyi davranışlarıyla da kabul görebileceğini anlamasına yardım
edebilirse güdülenmeleri sağlanabilir.
“X”
Teorisi insanlar sıkça uyarılarak denetim altında tutulması esasına
dayanır.
“Y” Teorisi insanlar doğal olarak
verimli olunması sağlanır.
İnsanlar arasında arkadaşane bir tutum
ve fedakarlık beklenir.
Güdüler, birincil ve ikincil olmak üzere
ikiye ayrılmaktadır. Birincil güdüler, biyolojik temeli olan dürtülere dayanan
güdülerdir. Birincil güdüler bütün canlılarda gözlenebilir. Birincil güdülerin
bazıları açlık, susuzluk gibi, vücutta bilinen bazı fizyolojik değişikliklerden
kaynaklanır ve bunlar öğrenilmemiş güdülerdir.
Durumluluk Ve Sürekli Güdüler
Güdüler sürekliliklerine göre durumluluk ve
sürekli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Durumluk güdü, belli bir durumun
etkisi ile ortaya çıkar ve geçicidir. Sürekli güdü ise kalıcıdır. Örneğin,
Türkçe dersini sevmeyen fakat sınava gireceği için Türkçe dersi çalışan bir
öğrencinin Türkçe öğrenmeyle ilgili güdüsü durumluktur. Türkçe’ye ilgi duyan,
dersini çalışan ve bu alanı öğrenmek için Türkçe çalışan bir öğrencinin güdüsü
ise süreklidir.
İçsel Ve Dışsal Güdüler
Öğrenciler ya okulu sever yada okuldan
nefret eder bazıları öğrenmeyi ilginç ve kolay bulur için okulu sever, bazıları
öğrenmeyi sıkıcı bulduğu için okuldan nefret eder. Bireyin ihtiyacı
karşılandığında, başarı güdüsü açısından başarıya uğratıldığında bir doyum elde
eder. Doyum güdülenmesinin kaynağını oluşturur. Birey doyum elde etmek için işi
başarmak istiyorsa, bu bir içsel güdülenmedir. Bireyin güdülenmesi dışsal
etkilerle öğrenci için özendirici hedefler seçilerek yada pekiştireçler
kullanılarak geliştirilirse bu durumda güdülenme dışsaldır dışsal güdü dışardan
gelen ödül, ceza, baskı, rica gibi etkilerle ortaya çıkar. Örneğin, annesinin
“yemeğini yemezsen oyun oynayamazsın”demesi üzerine yemeğini yemeye başlayan
çocuk dışsal olarak güdülenmiştir. Bu çocuğun güdülenmesine yol açan etken
yemek yemeyi seviyor olması değil, oyun oynamak için yemeği araç olarak
kullanmasıdır.
İçsel güdü ise, kişinin içinden gelen
etkilere örneğin ilgi, merak, ihtiyaç vb. ortaya çıkar. Örneğin, matematiğe
ilgi duyan bir çocuk ona “yap” denmeden, kendisi istediği için matematik
çalışıyorsa içsel olarak güdülenmiştir.(Dr. Leyla Ercan :sınıf yönetiminde yeni
yaklaşımlar)
GÜDLENME KURAMLARI
Bir sınıftaki öğrenciler bir çok özellik
yönünden birbirine benzedikleri halde, çok farklı davranışlar göstere
bilmektedirler. Öğrencilerden biri ödevini çok iyi yapıyor , derse istekle
katılıyor ve iyi notlar alabiliyor. Diğer bir öğrencide görevlerini tam yerine
getirmiyor, derse katılımı çok az ve pek iyi notlar almıyor. Öğretmenlerinizden
bazen şu sözleri duyarsınız “ödevini yapabilirdi, ancak çaba göstermiyor” veya
“o çok zeki olmakla birlikte çalışkan”. güdüleme kuramları bu yönleriyle bireyler arsındaki farkları açıklamamıza
yardımcı olacaktır. Aşağıda bu yaklaşımlar, fazla ayrıntıya girmeden
açıklanmıştır.
Davranışcı Yaklaşım
Davranışlara
göre güdüler, şartlanma ve modelden öğrenme yollarıyla öğrenilmektedir.
Güdülenmede davranışsal yaklaşımın etkinliği, büyük ölçüde pekiştireçlere
bağlıdır. Sınıfında öğretmenin yada arkadaşlarının sorduğu sorulara doğru cevap
veren öğrencilere uygun pekiştireçler verildiğinde öğrenciler bir yandan
sorulan sorulara cevap vermek için güdülenmiş olurlar diğer yandan da öğrenmeye
karşı istekli hale gelmiş olurlar.
Bu yaklaşım, dışsal güdülenmeye dayalı bir
yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre, öğrenci kendi amaçlarını bir kenara bırakıp,
kendini ödüle getiren amaca yönelebilir. Davranışsal yaklaşımın ilkeli
okullarda yaygın bir şekilde uygulanmasına rağmen, öğrencileri güdülenme
konusunda tartışmalı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşıma getirilen ana eleştiri,
dıştan güdülenmenin bireyin üzerindeki olumsuz etkileridir. Öğrenci sadece ödül
almak için istenilen davranışı yapar hale getirilebilir. Ödüller, kalite
standardını karşıladığı zaman değil de, sadece ödev yerine getirildi diye
verilirse, dıştan gelen olumsuz etkilerde artış görülür. Örneğin, bir öğretmen
öğrencilerine araştırma projelerini veya ödevlerini yaptıkları için 100 puan
verirse bu durum öğrencilerde orta düzeyde başarı göstermenin bile, 100 puan
getireceği fikrini uyandırır. Öğrenciler, alınan ödülün çaba ve ödevin kalitesi
ile değil de, onun yapılmasıyla kazanılacağı mesajını alırlar. Buda güdülenmeye
zarar verir. Diğer taraftan ileri yaş düzeyindeki öğrenciler övgüyü
çabalarından dolayı veya basit görevlerindeki performanslarından dolayı
aldıklarını düşünürler. Bu yaştaki öğrencilere öv8gü, öğretmenin öğrencideki
yetenek düzeyinin düşüklüğüne
inandığının bir göstergesidir. Bu tür inanç da, güdülenmeyi azaltır. Bu sebeple
de pekiştireç olarak düşünülen övgü, tersine cezalandırıcı olarak iş
görür.
İnsancıl Yaklaşım
“Aslında
bütün insanlar güdülenmiştir. Kimse asla motivasyonsuz değildir. Bazen
insanlar, bizim onların yapmasını tercih ettiğimiz şey için güdülenmemiş
olabilirler, ancak onların tamamen motivasyonsuz olduğunu söylemek doğru
olmayabilir” ifadesi insancıl psikoloji hareketinin ana ilkesidir. İnsancıl
psikoloji, nisanı zihinsel, duygusal ve soysal faktörler içinde bir bütün
olarak inceler ve bu faktörlerin öğrenmeyi nasıl etkileyeceği üzerinde durulur.
İnsancıl psikoloji kişilerin algılamaları ve içten gelen ihtiyaçlarına
cevapları üzerine odaklanır.
İnsancıl
yaklaşım güdülenmeyi ,insanların büyüme ve gelişmelerine neden olan, etkin bir
iç güdü olarak görmektedir. Güdülenme, öğretmenin öğrenciye veya sınıfta dışsal
olarak yaptığı bir şey değildir, aksine büyüme gelişme ve yeni tecrübeleri
entegre etmek için halihazırda var olan pozitif bir eğilimi beslemedir. Her
insan doğuştan, tüm insan davranışlarına enerji veren ve onu yönlendiren büyüme
ilkesine sahiptir. Önünde oturan arkadaşını dürtükleyen 8. sınıf öğrencisi bile
güdülenmiştir, ancak onun güdülenmesi akademik olmayan etkinliklere yöneliktir.
İnsancıl
yaklaşıma göre, her birey değerlidir, çünkü doğuştan değerli bir varlıktır.
Çevrenin öğrenme ve güdülemedeki rolünü destekleyen ikna edici kanıtlar vardır.
Öğretmenler sınıfta öğrencilere sadece bilgi verip, istenen cevabı
pekiştirmezler, bunun yerine hem öğrenciyi hem de öğrenen kişisel gelişimini
kolaylaştırırlar.
Sosyal Öğrenme Yaklaşımı
Bu
yaklaşım, davranışçı ve bilişsel yaklaşımların özelliklerini içerir ve yeni
boyutlar ekler. Sosyal öğrenme kuramına göre, sadece dışsal uyarıcılardan
etkilenmediğimiz gibi, yalnızca içsel etkilerle de yönlendirilmeliyiz. Çevresel
değişkenler ve bilişsel özellikler kadar, öz-yeterlik, bağımlılık, başarı,
saldırganlık gibi kişisel özellikler de bireyin davranışını etkiler.
Davranışlar çevresel değişkenler, bilişsel özellikler ve kişisel özelliklerin
etkileşimi sonucunda ortaya çıkar.
Sosyal
öğrenme yaklaşımına göre, güdülenmeyi etkileyen üç ana etken vardır.
Bunlar:
a. Bireyin
amacına ulaşma beklentisi
b. Amacın
birey için değeri
c.
Bireyin yapılacak işe yönelik tepkisidir.
Birey
ilk iki maddeye olumlu cevaplar veriyorsa öz-yeterlik duygusu geliştirecektir.
Öz-yeterlik, bireyin belirli bir işi başaracak yeteneğe sahip olduğuyla ilgili
algısıdır. Birey geçmiş yaşantılarına dayalı olarak veya başka kişilerin
yaşantılarını gözleyerek, bir işin sonucunu tahmin eder. Beklenen sonuçlar
olumlu ise ve yapılacak iş yarar sağlayacaksa güdülenme gerçekleşir.
Davranışlar büyük bir çoğunlukta önceki davranışların sonuçları tarafından
yönlendirilir. Örneğin ellerimizin donmasını beklemeksizin eldivenlerimizi
giyeriz. Çünkü önceki yaşantılarımızdan böyle bir çıkarsama yaparız. Öğrenciler
yeni bir yarıyıla başladıklarında alacakların derslerin hangilerinde başarılı
ya da başarısız olacaklarına dair bir yargı geliştirirler. Bu yargı büyük ölçüde
onların elde edecekleri sonucu etkiler.(Ziya Selçuk:Eğitim psikolojisi)
Bilişsel Yaklaşım
Neden küçük çocuklar, bu kadar istekli bir
şekilde çevrelerini sorgularlar? Neden bulmaca oyunları 4-5 yaşındaki
çocukların zamanlarının büyük bir kısmını meşgul ediyor? Bilişsel yaklaşıma
göre, düzeni ve dünya işlerini anlama ve denge kurabilme ihtiyacından dolayı
güdüleniriz. Davranışsal yaklaşımda, dışsal etkenler önemli görülürken,
bilişsel yaklaşımda ise içsel etkenler önemlidir. Hoşlandığı bir dersin sınavına
çalışan bir öğrenci yorgunlunun, açlığının ya da uykusuzluğunun farkında
olmayabilir. Çünkü, amaçlarını gerçekleştirme gibi içsel ihtiyaç onu
etkilemektedir. Bu nedenle öğretmenler, ders esnasında öğrencilerin içsel
ihtiyaçlarını merak uyandırarak, ilginç ve şaşırtıcı sorular sorarak harekete
geçirmelidir. Ancak, bütün öğrencilerde içsel ihtiyaçlarını harekete geçirmesi
zordur. Çünkü, öğrencilerin beklentileri, amaçları, değerleri ve ihtiyaçları
çok farklıdır. Bilişsel yaklaşım, öğrenciler arasındaki farklılıkları
açıklamada öğretmene yardımcı olmaktadır. Bu farklılıklara aşağıdaki örnekler
verilmiştir.
· Başlangıçta
başarısız olmalarına rağmen, neden bazı öğrenciler problemi çözmeye devam
ederler.
· Neden
bazı öğrenciler notlarını etkilemeyeceğini bildikleri halde bazı etkinliklere
ilgilenirler.
· Neden
insanlar başarılı olana kadar, bir faaliyette bulunmaya devam ederler ve
başardıktan sonra bırakırlar.
· Neden
öğrenciler olumsuz geribildirim almayı, hiç geribildirim almamaya tercih
ederler.
· Öğrenciler
neden derslerin önemsiz yönleriyle ilgilenirler.(Yrd. Doç. Dr Hüseyin
Öncü:sınıf yönetimi )
Bu
kısımda, öğrenme etkinliklerine katılım için içten ve dıştan güdülenmiş
öğrencilerin nasıl ayırt edileceği açıklanmıştır.
İÇTEN VE DIŞTAN GÜDÜLENME
Güdüleme
iki geniş kategori içinde ifade edilebilir. Bunlardan biri dıştan güdülenme,
diğeri de içten güdülenmedir. Bu güdüleme türleri ile ilgili bilgiler aşağıda
alt başlıklar halinde açıklanmıştır.
1.Dıştan Güdülenme:
Yüksek
notlar ve öğretmenin iltifatları şeklindeki pekiştireçler sonucu öğrencinin
dışında oluşan güdülenmedir.Aşağıda da,öğrenme etkinliklerine katılmaya yönelik
dıştan güdülenmiş iki öğrenci örneği verilmiştir.
1.
Ahmet’in yedinci sınıf öğretmeni kendisinden
beslenme ile ilgili bölümü Fen Bilgisi kitabından okumasını istiyor. Ahmet ,
babasını mutlu kılmak için ödevini
tamamlayarak yüksek notlar alıyor. Ahmet, sağlıklı beslenme ile ilgili bölümü
okuyarak, notlarını yükselteceğine inanıyor.
2.
Türkçe öğretmeni yaratıcı yazı yazma ile ilgili
ders anlatırken Zeynep öğretmenini istekli dinliyor. Çünkü, dinlemezse sınıfta
soru sorulduğunda cevap veremediğin, sıkılacağından korkuyor.
Öğrenme
etkinliği ile doğrudan ilişkisi olmadan ödüllerle olumlu pekiştireçlerin
kullanıldığı yaşantılar ile öğrenciler katılıma dıştan güdülenmiş
olurlar.benzer şekilde, görev yapmama davranışı sonucu öğrenciye verilen
cezalar, görevini yapması için ona dıştan güdülemeyi öğretebilir.
2.İçten Güdülenme:
Eğer
öğrenciler, bir etkinliğe katılarak ihtiyaçlarını karşılayacaklarını
anlarsalar, bir öğrenme etkinliğine yönelik olarak içten güdülenmiş olurlar.
İçten güdülenmiş öğrenciler doğrudan yararlı olacak şekilde katılıma değer
verirler. İçten güdülenme, merak, öğrenme ihtiyacı, büyüme ve yarışma duygusu
gibi öğrencinin içinde yer alan ihtiyaçlara verilen cevaptır.
Zeynep sağlıklı olmayı ve hastalanmamayı
arzuluyor. Tam bir diyetin sağlığına katkıda bulunacağına inanıyor. Sonuçta,
yedinci sınıf öğretmeni sınıfın beslenmeyle ilgili bölümü okumasını istediğinde Zeynep ödevini isteyerek
tamamlıyor.
Ayşe, insanları vahşi hayvanları
avlamaması ve öldürülmemesi gerektiğine inanıyor. Türkçe öğretmeni etkili yazı
yazmayla ilgili ders verirken Ayşe, öğretmeni istekli şekilde dinliyor. Çünkü,
başkalarını avcılık yapmamaya ikna amacıyla yazılar yazarak
bu konuda yazar olmak istiyor. Öğrenciler katılımın doğrudan bir sonucu olarak, olumlu
pekiştireçlerinden, öğrenme etkinliklerinin değerini anlamayı öğrenmektedir.
Öğrencilerin katılımını dıştan güdüleyen
yöntemlerin kullanılması hiç kullanılmamasından iyidir. Ancak, öğrencilerin
katılımı için dıştan güdülenmeleri, içten güdülenmeye göre daha düşük
düzededir. Etkinlikler, öğrencilerin ihtiyaçlarını açıkça karşılayan hedeflere
ulaşmalarını sağlayacak şekilde düzenlenirse, öğrenciler öğrenme etkinliklerine
içten güdülenmiş olarak katılabilirler.
Güdülenme
biliş, davranışlar, çevre ve diğer kişisel etkenlerin etkileşimi sonucunda
ortaya çıkmaktadır. Burada sözü edilen kişisel etkenleri dört grupta toplamak
mümkündür:1.Uyarılma 2.İhtiyaçlar 3.İnançlar 4.Amaçlar
1. Uyarılma ve Kaygı
Genelde
uyarılmışlık hali, organizmanın verimli bir öğrenme sağlayabilmesi için hazır
ve tetikte bulunmasıdır. “canım ders çalışmak istemiyor” diyen öğrenciler aslında
yeterli uyarılmışlık seviyesine ulaşamamıştır. Kantinde ya da yatakta ders
çalışmak, bireyin genel uyarılmışlık haline girmesini, dolayısıyla öğrenmesini
güçleştirmektedir. Uyarılma belirli bir noktaya geldiğinde optimal
ulaşmaktadır. Optimal seviye öğrenme için ideal olandır. Kaygı içinde aynı
şeyleri söylemek mümkündür.
2. İhtiyaçlar
İhtiyaç
arzulanan veya gerekli olan bazı şeylerin eksikliğidir. Eksiklik algılanan ya
da gerçek olabilir. İhtiyaçlar basit ve somut olabileceği gibi karmaşık ve
soyut da olabilir.
3. İnançlar
Kişilerin
güdülenmesini etkileyen üçüncü kişisel faktör,
onların inançlarıdır. Yükleme kuramı ve bazı araştırma bulguları,
yeteneklerin kararlı ve denetlenemez olduğunu ifade ederken,bazı görüşler de
yeteneklerin çabayla geliştirilebileceğini ifade etmektedir. Diğer yandan
yetenekle ilgili inançlarda gelişimsel farklılıklar vardır.
4. Amaçlar
Öğrencilerin
derslerle ilgili amaçlar, onların güdülenme düzeylerini etkilemektedir.
Öğretmenler öğrencilerin amaçlarına bakarak onların güdülenme düzeyleri ve
amaçlarının gerçekleşme düzeyleri hakkında değerlendirme yapabilirler.
Öğretmenlerin özellikle başarısızlık yaşantısı geçiren öğrencilerin amaçları
üzerinde değerlendirme yapmaları
gerekmektedir.
Ø
Derslere başlarken ilginç, şaşırtıcı, merak
uyandırıcı sorular sorun.
Ø
Çalışmaları mümkün olduğu kadar aktif,
araştırıcı, heyecanlı ve yararlı hale getirin.
Ø
Bütün öğrencilerin, neyi nasıl yapacaklarını ve
ulaşacakları hedefe nasıl gideceklerini
bilip bilmediklerinden emin olun.
Ø
Öğrencilerin arasında zeka, sosyal-ekonomik-kültürel geçmiş, okula
ve bazı derslere karşı tutum açılarından
bireysel ayrılıklar olduğunu her zaman dikkate alın.
Ø
Öğrencilerin temel ihtiyaçlarını doyurmalarına
yardımcı olun.
Ø
Sınıfın fiziksel şartlarını hesaba katın.
Ø
Öğrencilerle ilgilendiğinizi onların sizin
sınıfınızın öğrencileri olduğunu
hissettirin.
Ø
Bütün öğrencilerin az da olsa saygınlık
kazanabileceklerini öğrenme yaşantıları düzenleyin.
Ø
Öğrencilere her konuda seçenekler sunun.
Ø
Olumlu bir benlik kavramı geliştirmelerine
yardımcı olun.
Ø
Olumlu yanlar vurgulayarak, sonuçlar hakkında
geri bildirim verin.
Ø
Öğrencileri
kendi öğrenmelerini kendilerini
yönlendirmeleri için cesaretlendirin.
Ø
İhtiyaç duyulan öğrencileri, öz güvenlerini ve başarı
ihtiyaçlarını geliştirmeleri için cesaretlendirmeye çalışın.
Ø
Öğrencilere sorumluluk vererek, kendileriyle
yarıştırarak onların başarı güdüsünü geliştirici teknikler kullanın.
KAYNAKÇA
1.
M. Mustafa TUFAN, Yüksek Lisans Tezi,
Motivasyon Fonksiyonlarının Çalışanların Verimliliği Üzerindeki Etkileri
2.
Sınıf Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar. Editör: Prof. Dr. Leyla KÜÇÜKAHMET Nobel Yayınları 2000
3.
Sınıf Yönetimi. Etidör: Prof. Dr. Leyla KÜÇÜKAHMET Nobel Yayınları 2000
4.
Doç. Dr. Hasan EFE, Mod – 212 Mobilyada Ergonomi Ders Notları
5.
Fidan, N., Okulda Öğrenme ve Öğretme
Motivasyon (güdüleme)
Birincil ve ikincil güdüler
Durumluk ve sürekli güdüler
İçsel ve dışsal güdüler
Sosyal öğrenme
Bilişsel yaklaşım
Başarılı olmak
ihtiyacı
Güdülenme kuramları
Davranışçı yaklaşım
İnsancıl yaklaşım
Bilişsel yaklaşım
Sosyal öğrenme yaklaşımı
Katılıma güdüleme
İçten ve dıştan güdülenme
Kaygı, güdülenme ve uyarılma
Güdülenme ve ihtiyaçlar
Güdülenme ve inançlar
Güdülenme ve amaçlar
Öğrencileri güdüleme yolları
Güdülenme yaklaşımlarının sınıfta uygulanması
Sınıfınızda davranışsal yaklaşımların güdülenmeye uygulanması
Sınıfınızda hümanistik yaklaşımların güdülenmeye uygulanması
Sınıfınızda bilişsel yaklaşımların güdülenmeye uygulanması
Sınıfınızda sosyal öğrenme yaklaşımların güdülenmeye uygulanması