Öğretim
Üyesi: Doç. Dr. Zuhal CAFOĞLU
Sınıf-
No: 3/A1 9751012
Sınıf
küçük bir ortamdır kendine özge etkileşimler taşır. Bu etkileşimler sınıf
ortamını, öğrenmeyi etkiler.
Öğrenci
Rolü:
Sınıf içinde öğrenci
rolünün en belirgin özelliği, edilgenliktir. Öğrenciler öğretmeni
dinler, öğretimi takip eder, sırasız çok konuşarak sınıf rahatsız
etmez. Geleneksel okul yapısında öğrenci hep edilgen durumdadır. Anaca
ileri okul sistemi ise bunun tersidir. Örneğin; deneyler, bireysel ve sınıf
projeleri, gerçek materyallerin biçimlendirilmesi, alan gezileri gibi. Öğrenme
sürecine öğretmen kadar öğrencide etken bir şekilde katılmalıdır.
“Jackson” isimli bir yazar “Life’in Classroom” isimli eserinde “Bir öğrenci için en yararlı özelik sabırlı olmayı öğrenmektir” demiştir. Örneğin; günlük sınıf yaşamında birçok bekleme, gecikme durumları olabilir. Başarılı öğrenci, okulda otoriteyi istediği yönde nasıl kullanabileceğini öğrenir. Özellikle öğretmenleri ile olan ilişkilerinde bu önem kazanır. Aynı zamanda davranışlarının sürekli başkalarınca değerlendirilmesine katlanmak, bunun öğrenmek zorundadır.
Öğretmenin
Rolü:
E.
Durkheim’e göre öğretmenin otoritesi birkaç kaynaktan gelir. Bunlar;
1.
Öğretmenin yaşından kaynaklanan saygı (kat’i otorite).
2.
Mesleğe bağlı olarak (ahlaki otorite)
3.
öğretmenin toplumsal kökeni. Bu husus, öğretmen öğrenci ilişkisini
güçlendirmektedir.
Öğretmenin
geldiği sosyo-ekonomik çevre önemlidir. Eğer öğretmen sınıftaki öğrencilerden
daha üst kökenden geliyorsa, öğrencilere yüksekten bakma, aşağılama gibi
tutumlar öğretmen-öğrenci ilişkisini güçleştirir. Bunun tersi olursa
yani öğretmen öğrenci konumuna düşerse öğretmenin okul içinde bulunduğu
bu edilgen konum onda güçsüzlük ve bazı olumsuzluklar oluşturur. Buda öğrenciye
yansır.
Öğrenciler, öğretmenin denetiminde bulunmak istemezler, bu nedenle bu
denetimi etkisiz hale getirmek için stratejiler geliştirler.
Öğretmenlerin Etkenliği:
Öğretmen–öğrenci ilişkilerindeki bütün yapısal bozukluklara rağmen, öğretmen, başarıda yinede etken bir kişidir.
Öğretimin kalitesi, öğretmenin öğretime ve öğrenci başarısı
ile ilişkilidir. Yılbaşı ile yıl sonunda başarı açısından olumlu bir
fak varsa o öğretmen başarılıdır. Bu husus testlerle belirlenmiştir.
İyi
Bir Öğretmeni Nasıl Fark edersiniz?
Bazı
öğrenciler ne tür öğretmene sahip olurlarsa olsunlar öğrenirler. Ancak,
iyi öğretmenler pek çok öğrenci için vasat bir eğitimle, mükemmellik
arasındaki farkı oluşturan kimselerdir.
Okul
yıllarında karşılaştığınız öğretmenleri, beğendikleriniz ve beğenmedikleriniz
şeklinde şöyle bir düşünün. Bazıları, sizi öğrettikleri konunun içine
çekerek öğrenmenizi sağladılar mı? Bazıları, sizlerin öğretilen konu
hakkında sormak istediğiniz her şeyi sorabileceğinizi size hissettirdiler
mi? En iyi diye sınıflandırdığınız öğretmenler, sizlerin, önünüzde
oturan şahsın arkasına saklanarak ve göz ucu ile sürekli dersin bitimine ne
kadar kaldığını saatinize bakarak kontrol etmeniz yerine, düşünmenizi ve
derse aktif bir şekilde katılmanızı başarabildiler mi?
Bazı
öğretmenler, bir sonraki derslerini dört gözle bekletecek kadar heyecan
vericimiydi? Birkaç öğretmen, gün geçtikçe ders anlatmak yerine öğrencilerle
sohbet etmeyi tercih ettiler mi? Bazı derslerde kaleminizle oynamak, dersin başlamasını
yada öğretmenin ödev vermesini veya toplamasını beklemek yerine, sürekli
meşgul olmanızdan ötürü, zamanın bir su gibi aktığını fark ettiniz mi?
İyi diye sınıflandırdığımız öğretmenler, iyi öğrenciler kendi başlarının
çaresine bakabilirler, kötü öğrencilerde nasıl olsa başarısız olacaklar
diye düşünmek yerine, bütün öğrencilere eşit muamele yaptılar mı? En
iyi öğretmenler değişik stil, kişilik ve öğretim metotlarına sahip
olmalarına rağmen, belli başlı bazı ortak özellikleri taşımıyorlar mıydı?
Eğer yukarıdaki soruların çoğuna evet diyebiliyorsak, başarılı öğretmenleri,
yani bizim öğrenmemize en çok yardım eden öğretmenlerimizi hatırladığımızı
gösterir.
İyi
öğretmenler hiçbir zaman hiçbir öğrenciyi gözden çıkarmazlar. Çünkü
bu öğretmenler herkesin ayrı bir hızda öğrendiğini bilirler ve bütün öğrencilerin
kapasitelerini sonuna kadar kullanmadıklarını kontrol ederler.
İyi
öğretmenin, bir güdüleyici olarak övgünün önemini de bilmesi gerekir. Başarılı
öğretmenler övgüyü yerinde ve cömertçe kullanır, öğrencilerini ödüllendirir
ve öğrencinin başarıyı yaşaması için şartlar oluştururlar. Ancak çok
az öğretmen öğrencilerini över. Bu kanı testlerle kanıtlanmıştır.
İyi
öğretmenler sınıflarında sıcak ve her öğrenciye eşit yaklaşan, onların
düşüncelerine değer veren bir atmosfer oluştururlar.
Bazı
araştırmalara göre çok az öğretmen bunu yapmaktadır. İyi öğretmenler
bir konuyu anlatırken canlı bir hale getirebilir ve bütün öğrencilerin görüşünün
önemli olduğunu ve onların düşüncelerine önem verdiklerini
hissettirebilirler.
İyi
öğretmenler ders zamanını iyi kullanırlar. Öğrencilerini hedefte tutar ve
dersin bu şekilde devam etmesini sağlarlar. İyi öğretmenler iyi organize
oldukları için sınıflarını aşırı şekilde yönetme ve yönlendirme
ihtiyacını duymazlar ve öğrencilerin derse katılmalarını sağlarlar.
İyi
öğretmenlerin yapamayacağı şey ise elli dakikalık bir dersin kırk beş
dakikasını konuşarak geçirmektir. İyi öğretmen mümkün olduğunca derste
teknik ve teknolojiden faydalanmalıdır.
Öğretmenin
öğrenciden beklentileri:
·
Derse zamanında gelme.
·
Dersi dinleme.
·
Görüş belirtme.
·
Soru sorma.
·
İlgi gösterme ve
dikkat.
·
Derse hazırlıklı
gelme.
·
Devamsızlık yapmama.
·
Bildiklerini deredütsüz
söyleme.
·
İyi davranış gösterme.
·
Sorumluluk sahibi olması.
·
Planlı programlı çalışma
yapma.
·
İnceleme araştırma alışkanlığının
olması.
·
Öğrendiklerini analiz
etme ve uygulama.
·
Sınıf sükunetini
bozacak davranışlarda bulunmaması.
·
Verilen ödevleri zamanında
yapma.
Öğrencinin
öğretmenden beklentileri:
·
Yakınlık.
·
Mizah anlayışı.
·
İnsancıl yaklaşım.
·
İkna kabiliyeti.
·
Sabırlı olması.
·
Dersi sevdirmesi.
·
Hoşgörülü olması.
·
Dersi iyi anlatması.
·
Genel kültüre sahip
olması.
·
Dikkat ve ilgi çekmesi.
·
Adil olması (eşit
davranma).
·
Güvenilir olması (sırdaşlık
etmesi).
·
Örnek davranış göstermesi.
·
Sorunların çözülmesinde
yardımcı olması.
SONUÇ:
17-20 yaş arası öğrenciler öğretmene daha çok psikolojik yönden yaklaşmışlardır. Onlardan yakınlık, insancıl yaklaşım, hoşgörülü olmasını sabırlı olmasını güvenilir olmasını beklemişlerdir.
21-24 yaş arası öğrenciler ise öğretmene daha çok bilgi bakımından yaklaşmışlardır. Yani genel kültürünün olmasını, dersi iyi anlatmasını, mizah anlayışının olmasını istemişlerdir.
Günümüz öğretmeni teknik ve teknolojiden mümkün olduğunca faydalanmalıdır. Bilimi takip etmelidir. Öğrencilerin sınıf içindeki ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir.
KAYNAKÇA:
1.
H. Başar, Sınıf Yönetimi, Öğretmen kitapları dizisi, İST ’99
2.
Çağdaş Eğitim Dergisi, Ocak 1999 / 250
3.
H. Öztürk, Eğitim Sosyolojisi, Hatipoğlu Yayınları, ANK ‘93
4.
Prof. Dr. M. Tezcan, Eğitim Sosyolojisi, Yargıçoğlu Matbaası, ANK
‘91
5.
Prof. Dr. M. Aydın, Doç. Dr. L. I. Ünal, Bil. Uzm. Y. Koçak, Dr. E.
Balcı, Bil. Uzm. B. Burgaz, Eğitim sosyolojisi, Gazi Büro Kitap Evi, ANK
‘91