Verimli Ders Çalışma Yolları
Hakkında Bilgi
Başarı
ilkokullarda en önemli konu olarak gündeme gelir. Başarıyı etkileyen bireysel
ve çevresel bir çok etmenin yanı sıra öğrencilerin verimli ders çalışma
yöntemlerini bilmeleri ve alışkanlık haline getirmeleri de önemli yer
tutmaktadır. Öğrenciye zamanını nasıl planlayacağını öğretmek, daha hızlı ve
etkin okumasını sağlamak, ders çalışma yöntemlerini öğretmek, okuduğunu
özetlemeyi ve gerekli tekrarı yapmayı alışkanlık haline getirmelerini sağlamak
öğrencinin başarısını ve kendine güvenini arttıracaktır.
III.
İZLEME
Eğitsel
rehberlik yapılarak okul içine programlara, eğitsel ve sosyal etkinliklere ve
bir üst kuruma yerleştirilen öğrenciler için verilen kararın isabetliliğinin
test edilmesi gerekir. Ayrıca sınıflardaki üstün yetenekli ve özel eğitime
muhtaç çocuklarda saptanarak özel kurslar ve çalışmalarla desteklenmelidir.
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI
Okulda
başarıyı etkileyen pek çok etmen vardır. Bu etmenler arasında en önemlilerinden
biri de verimli ders çalışma yöntemleridir. Birçok öğrenci etkili çalışmadığı
için yeteneğinin ölçüsünde başarılı olamamaktadır. Yine birçok öğrenci zamanın
çoğunu çalışmaya ayırdığı halde istediği verimi elde edememektedir. "
Etkili çalışmak, zamanı, belirlenmiş amaçlar ve saptanmış öncelikler
doğrultusunda programlı olarak kullanmaktır." (Baltaş 1993).
A-Zamanı Düzenleme ve Planlı Çalışma
Çaba, enerji ve zamanı en ekonomik şekilde kullanmak istiyorsak bir programa bağlanmalıyız. Zamanı
boşa geçirmek, yaşamı boşa geçirmek demektir. Ve
boşa geçen zaman asla telafi edilemez.
Öğrenciler
çalışma planı hazırlamadan önce ders çalışma süresi, çalışması gerekli ders vb.
konularda öğrenme ilkelerini bilmek zorundadırlar. Bu ilkeler (Baltaş 1993,
Mcnally 1959, McWhorter 1989, Uluğ 1991).
1-Çalışma planı hazırlarken hangi
dersin hangi saatte çalışılacağı kararlaştırılmalıdır. zor yada ağır öğrenilen
dersler için en verimli saatlerin ayrılması uygundur.
2-Çalışma planında her derse belirli
bir süre ayrılmalıdır. Bu süre dersin zor ya da kolay oluşuna, çalışılacak
konunun uzunluğu veya kısalığına, öğrencinin konu ile ilgili ön bilgisine ve
çalışma yöntemine göre değişir.
3-Çalışma sürelerinin çalışma planında
aynı saatlere yerleştirilmesi gerekir. Böylece o saatlerde çalışma alışkanlığı
kazanılacak ve çalışmaya dikkatin toplanması kolaylaşacaktır.
4-Çalışma için ayrılacak zaman
saptanırken derssin sınıfta verileceği gün ve saate yakın olmasına dikkat
edilmelidir.
5-En verimli çalışma aralıklı
çalışmadır.
6-Birbirine benzeyen iki ders üst üste
çalışılmamalıdır.
7-Öğrenme
üzerinde en az bozucu etki yapan etkinlik uykudur.
Çalışma
planı hazırlamaya geçmeden önce öğrenci verimli ders çalışma ders çalışma
becerilerini kazanmalıdır. Verimli ders çalışma alışkanlıkları etkili öğrenmeyi
gerçekleştirmenin yanı sıra zamanın en verimli kullanılmasını da sağlar. Zamanı
planlamada ilk adım önceliklerin saptanmasıdır. Birey önce kendisi için neyin
önemli neyin önemsiz olduğuna karar vermeli veya yapmak istedikleri ile yapmak
zorunda olduklarını öncelik sırasına koymalıdır. Öğrenci amaçlarına ulaşmada
engelleme yaratan çatışmalardan kurtulabilmek için önceliklerini belirlemeli ve
şu soruları yanıtlamalıdır. Benim için bu etkinlikler içinde en önemlisi
hangisidir? Hangi etkinlilerden vazgeçebilirim? En az önemli olan etkinlik
hangisidir? (McWhorter, 1989)
B-Çalışma Ortamının Düzenlenmesi
Dikkatin çalışmaya yoğunlaştırılabilmesi ve çakışmanın verimli olması isteniyorsa çalışma ortamı uygun olmalıdır. Rahat, sade, gürültüden uzak bir oda her öğrenci için mümkün olmayabilir. Eğer evde bir çalışma köşesi de ayrılamıyorsa kütüphane en mükemmel seçenektir.
Çalışma odasının ısısı uygun, havalandırması iyi olmalıdır. İyi havalandırılmayan bir oda, yetersiz oksijen nedeniyle baş ağrısı meydana getirir ve verim düşer.
Verimli çalışmada sessizlik önelidir. Dışarıdan gelen gürültüler, ev içinde yüksek sesle konuşmalar, radyo ve televizyon yayınları dikkatin dağılmasına neden olur. Yoğun bir dikkat ve düşünmeyi gerektiren çalışmalar müzik ve televizyon eşliğinde yapılmaz (Oğuzkan 1983). Birçok öğrenci çalışmalarını müzik eşliğinde daha rahat yaptıklarını söylemektedir. Oysa bu yanlış bir tutumdur. Dikkat aynı anda iki noktada odaklaşamaz. En iyisi müzik dinlemeyi ödül olarak kullanmaktır.
Çalışma mutlaka çalışma masasında ve çalışan kişinin boyuna uygun (genellikle 75 cm. yüksekliğinde) çok rahat olmayan bir sandalye ile yapılmalıdır. (Casey 1985). Yatakta, koltukta ya da divanda uzanarak çalışılmaz. Buralarda ancak, öğrenilenlerin yinelenmesi, sözcüklerin ezberlenmesi, dergi, roman gibi okumalar yapılabilir (Bakırcıoğlu, 1988, Uluğ, 1991).
C-Not Alma
Sınıfta sunulan konu öğrenciye ilginç geliyor ve öğretmen de ilgi çekici biçimde işliyorsa, öğrenilen bilgilerin devamlı anım sanılacağı zannedilir. Oysa öğrenilenlerin büyük bir kısmı çok kısa bir sürede unutulur. Bilgiyi saklamanın ve ilerde anımsamanın en etkili yolu not alma ve daha sonra bu bilgileri tekrarlamadır.
Not alma, özellikle derslerde ders kitabında bulunmayan açıklamaların, düşüncelerin, okunan kitap ya da yazıların, dinlenilenlerin, gözlenenlerin veya düşünülenlerin ana noktalarının saptanarak, kısaca kaydedilmesidir.
Not almanın en önemli yararlarından birincisi derste öğrenciyi edilgin durumdan etkin duruma getirmesidir. En etkili öğrenme öğrenci derse katıldığı zaman gerçekleşir. Not alma bir beceridir.
Not almanın ikinci yararı ise, öğrenilenlerin kalıcılığının sağlanması için şart olan tekrarın gerçekleşmesidir.
Not almanın daha birçok yararı vardır. Zaman ve enerjiden ekonomi sağlar. Çünkü konuyu anımsamak için notlara bakmak yeter. Sınavdan önce yaşanan kaygıyı azaltır. Ödev ve raporların kolaylıkla hazırlanmasını sağlar.
Not alma iki temel kaynaktan yapılır. Birincisi kitap, makale gibi yazılı kaynaklar, ikincisi ise dersler, konferanslar ve seminerler gibi konuşmacıyı dinlemektir.
Derste not alma üç
adımda gerçekleştirilmelidir:
1- Dersten önce hazırlanma.
2-
Dersi dikkatle dinleme ve ders süresince not alma.
3-
Dersten sonra çalışmak için alınan notları kullanma.
İyi not alma konu ile ilgili ön bilgi gerektirir. Öğrenci dersten önce konu ile ilgili bilgi
edinmeli, o konu ile önkoşul bilgileri de iyice öğrenmiş olmalıdır.
Ders başlamadan önce hazırlık yapılmalıdır. Mümkünse dersten önce sınıfa gelinip, öğretmenin en rahat görülebileceği ve duyulabileceği bir yere oturulmalıdır.
İyi not almada üç şeye dikkat etmek gerekir. Birincisi, en önemlisi, notlar dersin ana noktalarını ve özetini içermelidir. İkincisi, notlar bireyin daha sonra bilgileri anımsayabilmesi için yeterli ayrıntılara ve örneklere yer vermelidir. Üçüncüsü ise, notlar dersin örgütlenmesini yansıtmalıdır. (McWhorter 1989).
Dersin ana düşünceleri öğretmenin dikkatle uygulayarak üzerinde durduğu noktalardır. Öğretmen ana noktaları ayrıntılar, açıklamalar ve örneklerle destekler. Konunun önemli kısımları vurgulanırken öğretmenler birçok ipuçları verirler. Öğrenci bu ipuçlarına karşı bilgili olursa, ana noktaları bulması kolaylaşır. Aşağıda öğretmenlerin sıklıkla kullandıkları ipuçları sıralanmıştır (Baltaş 1993, McWhorter 1989):
1- Sesin değişmesi.
2-
Konuşma oranının değişmesi.
3-
Anahtar sözcük ve cümlecikler kullanma.
4-
Tahtaya yazma.
5-
Göze- kulağa hitap eden araçlar kullanma.
6-
Doğrudan bildirme.
7-
Sözel olmayan ipuçları.
Öğretmenler dersleri farklı biçimlerle sunarlar ve ders konularını farklı yollarla örgütlerler. Bu not almayı zorlaştıran bir durumdur. Tablo 1’de not almada yaygın sorunlar ve olası çözümler verilmiştir (McWhorter 1989).
Tablo: 1- Yaygın Not Alma Sorunları
Sorun |
Çözüm |
“Zihnim dağılıyor ve sıkılıyorum” |
Sınıfın önüne otur. Konuyu önceden incele. Derste yanıtlanmasını beklediğin sorular hazırla. |
“Öğretmen çok hızlı konuşuyor” |
Kısaltma sistemini geliştir. Kısaltmalar kullan. Daha sonra doldurmak için boşluklar bırak. |
“Öğretmen konuyu dağıtıyor” |
Konuyu önceden gözden geçirerek örgütlenme ilkelerini belirle. Dersten sonra notlarını tekrar düzenle. |
“Bazı düşünceler uygun görünmüyor” |
Bu düşünceleri notunda sayfanın yanına veya parantez içine al. Daha sonra notlarını gözden geçirirken kontrol et. |
“Her şey önemli görünüyor” veya “Hiçbir şey önemli değil” |
Ya konu hakkında bilgi sahibi değilsin veya anahtar kavramları belirleyemiyorsun. Konuyu anlamamışsın. İlgili ders kitabından konuyu incele. |
“Tüm yeni teknik terimleri telaffuz edemiyorum” |
Yeni teknik terimleri okunduğu gibi kaydet. Notlarını tekrar gözden geçirirken doğrusunu yaz. |
“Öğretmen terimleri açıklamadan kullanıyor” |
Anlamadığın terimleri kaydet. Kitabın sözlük kısmına veya sözlüğe bakarak notunda bıraktığın boş yere anlamını yaz. |
“Öğretmen doğrudan kitaptan okuyor” |
Kitaptan pasajları işaretle. Öğretmenin yorumlarını not kağıdının yanına yaz. Notuna nerede bulunduğunu kaydet. |
Okulda öğretmenler büyük ölçüde okumaya ve dinlemeye dayanır. Özellikle sınıflarda öğrenci sayısının fazlalığı, uygulamalı dersler için gerekli ortamın yaratılmaması derslerin dinleme ağırlıklı olmasına neden olmaktadır. Günlük yaşamda da dinleme temel bir iletişim becerisidir. Bir yetişkin ortalama olarak günün %31’i dinleyerek geçirir. Diğer iletişim becerileri ile karşılaştırırsak, %7’si yazma, %11’i okuma ve %21’ini konuşma kapsar. Etkili not alma becerisinde bahsedildiği gibi not almada öncelikli adım dinleme becerisinin geliştirilmesidir.
Dinlediğiniz birisinin, öğretmen, arkadaş veya bir
konferansta konuşmacı, daha sonra söylediklerinin hiçbirini hatırlamadığınızın
farkına vardınız mı? Oysa onun konuşmasını duydunuz. Özellikle derslerde
öğretmenin sesini duyuyor fakat dikkatinizi veremiyor olabilirsiniz. Bu durum
dinleme ile duyma arasındaki farkı ortaya koyar. Duyma pasif, biyolojik bir
süreçtir. Çevreden gelen sesler kulak tarafından alınır. Dinleme ise bilişsel
bir etkinliği kapsayan bir süreçtir ve gelen bilgi yorumlanır. Dinleme amaçlı
kasıtlıdır, düşünmeyi içerir.
Dinlemede dikkatin ders süresince sürdürülebilmesi ve
anlatılanların öğrenilebilmesi dileme becerisinin geliştirilebilmesine
bağlıdır. Derste dinleme yolu ile öğrenme, öğrencinin kendi başına
öğrenmesinden hem daha etkili hem de daha kısa sürede gerçekleşir.
Etkin dinleyici olmak için ders süresince şunlar yapılmalıdır:
·
Ders
süresince kendinize sorular sorun.
·
Aralarda
konunun ana noktalarını özetleyin.
·
Sonuçları
kendi kendinize çıkartın.
·
Ana
düşünceleri ayrıntılardan ayırın.
·
Derste
geçen düşüncelerin yaşamla ilişkisini kurun. Bildiklerinizle yeni
öğrendiklerinizi karşılaştırın. Bu işlem yeni düşünceleri bulmaya ve kolaylıkla
anımsanmasına yardım eder.
Öğrenci konuları derste öğrenmek istiyorsa devamı aksatmamalı, öğretmeni en iyi dinleyebileceği yere oturmalı ve öğretmenin anlattıklarını içinden tekrar etmelidir. Hiç şüphesiz not alma bölümünde anlatıldığı gibi derste not tutmak, dinlemenin etkinliğini artıracak ve anımsamayı kolaylaştıracaktır.
Yaşamda başarılı olmak çok okumaya dayanır. Okulda,
öğrencilik yıllarında başarılı olmak, yetişkin yaşamda meslekte ilerlemek için
herşeyin hızlı değiştiği günümüzde daha çok okumak kaçınılmaz bir
zorunluluktur. Okuma, okuduğunu anlama öncelikle istek ve ilgiyi gerektirir ve
birey isterse etkili okumayı çaba göstererek başarabilir.
Etkili okumanın nasıl olduğuna geçmeden önce, okuma
türleri üzerinde duralım. Başlıca dört okuma türü vardır:
1.
Göz atma: En hızlı okuma türü olan
göz atmada amaç, metin içinden konu, sözcük vb. gibi bir şey aramak, yazarın
konuyu nasıl planladığını anlamak, metnin okuyucunun ne derece işine
yarayacağını saptamak ve daha önce öğrenilenleri anımsatmaktır. Bu tür okumada;
·
İçindekiler;
bölüm başlıkları ve alt başlıkları verir.
·
İndeks;yazarın
ilgilendiği noktaları ve vurguları göstermek için özel bir konuyu geliştirdiği
sayfaları verir.
·
Metin
ana ve alt başlıkları.
·
Bölümün
ilk son parağrafı ve uzun paragrafların ilk son cümleleri okunur.
2.
Hızlı okuma: Daha çok ikinci derecede
önemli olan konuları okuma amacı ile kullanılır. Hızlı okuma, ayrıntıya
girmeden konunun ana düşüncesini bulmak, bir soruya yanıt aramak, bilinen bir
konuyu yeni düşüncelerle geliştirmek ve belleği tazelemek amacıyla
gerçekleştirilir.
3.
Normal okuma: Çoğunlukla ders kitabı
okumada kullanılır. Normal okumada amaç yargılama ve değerlendirme yapmadır.
Yavaş ve tekrarlamalı okunarak yazarın tartışması ve ana düşüncesi bulunur.
Metin önce gözden geçirilir daha sonra not alma, çizelge, tablo inceleme,
özetleme vb. ile beraber okunur.
4.
Ağır okuma: Bu tür okumada her sözcüğün
anlamı üzerinde durularak gerçekleştirilir. En yavaş ve yinelemeli bir
okumadır. Genellikle karmaşık bilimsel veya matematiksel yazılarda, çok yabancı
olan konularda kullanılır. Ağır okumada amaç, bir sorunun çözümünde uygun
yöntemi bulmak, değerlendirme ve eleştiri yapmadır.
Okuma amaçlı bir eylemdir. Okuyucu amacına en uygun
yöntemi bulup kullanmak zorundadır.
Etkin okuma beş aşamada gerçekleşir. Eğer zamandan
kazanmak ve okumanın unutulmaması isteniyorsa başlangıçta zor ve zaman alıcı
görünen bu yöntem sabırla uygulanmalıdır. Etkin okuma yöntemi alışkanlık halini
alırsa hem daha başarılı olunacak hem de dinlenmeye, eğlenmeye vb. daha çok
zaman kalacaktır.
İSOAT adı verilen bu yöntem Amerikalı bir psikoloji
profesörü olan F.Robinson tarafından geliştirilmiştir. İSOAT yöntemi adım adım
uygulandığında çok başarılı olmaktadır. Çünkü bu yöntemde psikoloji ilkeleri
kullanılmıştır.
·
İ ( İnceleme)
·
S (Sorular oluşturma)
·
O (Okuma)
·
A (Anlatma)
·
T (Tekrarlama)
İnceleme: Eğer bir kitap hakkında bilgi edinilmek isteniyorsa şu bilgiler
incelenir;
·
Kitabın
adı.
·
Yazarı.bir
çok durumda yazarın adı tanıdık olmayabilir. Kitaptan yazarın çalışma alanı
hakkında bilgi edinilir.
·
Yayın
yılı. Kitabın hangi yıl yayınlandığı önemlidir. Özellikle devamlı gelişen
alanlarda kitabın eskimemiş olmamasına dikkat edilmelidir.
·
İçindekiler.
Kitabın tümünün anahatlarını içindekiler bölümü içerir. Ayrıca bu bölüm kitabın
nasıl örgütlendiği ve temel konuları kapsayıp kapsamadığı hakkında bilgi verir.
·
Kaynakça.
Yazarın araştırma genişliğini gösterir.
·
Önsüz
ve giriş bölümü. Bu bölümde yazar kitabın amacını, örgütlenmesini, seçtiği
konuların nedenini anlatır.
·
Başlık
ve alt başlıklar.
Sorular oluşturma: bir bölüm bir takım sorulara yanıtlar bulma amacıyla okunursa hem daha
iyi anlaşılır hem de dikkat yüksek tutulur. Ayrıca bu süreç okumayı daha zevkli
kılacaktır. Çünkü okurken sorulara yanıtlar bulmaya çalışılacaktır. Bu nedenle
okuma aşamasına geçmeden sorular oluşturulur. Önce o bölümü okumakla ne
kazanılacağı sorulur. “bu bölümü neden okuyorum?” “Beni özellikle neler
ilgilendiriyor?” Bu sorular okumada amaç oluşturmanın en basit yoludur. Her
başlık ve alt başlıklar, farklı yazılmış ve italik yazılar soruya
çevrilmelidir. Örneğin, başlık “Endüstriyel gelişim” ise, “Endüstriyel evrim ne
demektir” , “Endüstriyel evrim ne zaman gerçekleşmiştir” , “Endüstriyel evrim
neden önemlidir” gibi ... çıkarılan sorular yazılı hale getirilirse daha
yararlı olur.
Kim, Ne zaman ve nerede ile başlayan soruların yanıtları
genellikle basit ve yüzeyseldir. Oysa Ne, Niçin ve Nasıl gibi soru zamirleri
kullanılırsa, düşünmeyi gerektirir ve ayrıntılı yanıtlar ister. Sonuçta bu
sorular daha dikkatli okumaya zorlar.
Okuma:
hazırlanan sorulara yanıtlar bulma amacı ile okumaya başlanır. Bu adımda okuma
ve işaretleme birlikte yapılır. Satırların altını çizme gereksiz ve
anlamsızdır. Okuyucu yanıtları kendi tümceleri ile yapmalıdır.
Genellikle önerilen yol iki kez okumaktır. Hatta bazen üç
kez. İlk okumada ana ve yan düşünceler saptanmaya çalışılır.
Anahtar sözcükler çağrışımla konunun anımsanmasına yardım
ederler. Özellikle sınavlarda sorular yanıtlanırken anahtar sözcükler onlara
bağlı ek kavramları bellekten çağıracaktır.
Anlatma: bu adım yöntemin en önemli kısmıdır. Çünkü yanıtların anlatılması ile
kitaptaki bilgi öğrencinin belleğine geçecektir. Okuyucu kitabı kapatarak,
gerekirse notlarına sadece göz atarak sesli metni anlatır. Bilgi yüksek sesle
anlatılırsa öğrenci hem sözel hem de işitsel olarak bilgiyi elde edecektir.
Bazı öğrenciler sesli anlatmayı gereksiz bulurlar. Oysa sesli anlatmanın bir
çok yararı vardır;
1.
Zihnin
dağılmasını önler. Sessiz tekrarlarla daha kolay hayallere dalınabilir; zihin
çalışma dışı konulara kayabilir.
2.
Sesli
tekrar dikkati yüksek tutar.
3.
Sözcüklerin
telaffuz edilmesi, onların belleğe yerleşmesini ve anımsamayı kolaylaştırır.
4.
Önce
soru sorup sonra yanıtlanmalıdır.
öğrenci önce soru sorup daha
sonra yanıtlarsa, uyarıcı tepki bağı oluşur ve bu sistem yanıtın zincirleme
gelmesini sağlar.
Tekrarlama: bu son aşamada notlara bakılmadan bellekten tüm konu tekrarlanır.
Anımsanmayan bölüm varsa atlanır ve daha sonra yanıtı bulunarak birkaç kez
anlatılır. Öğrenci bu aşamayı gerçekleştirirse konuyu öğrenmiş demektir.
Mümkünse tekrarlar her ders için yapılmalıdır. Tekrar fazla zaman almaz. Sınavdan bir gün önce tekrarlama, tekrarın aralıklı olması, bilginin bellekte uzun süre kalmasını sağlar.
Bellek, kısaca geçmiş yaşantıların zihinde tutulmasıdır.
Anımsama ise zihinde yer eden bilginin unutulmaması ve gerektiğinde birey
tarafından kullanılmasıdır. Öğrenilenler uzun süre kullanılmazsa unutulur.
Öğrenmeden sadece 24 saat sonra metaryalin %75’ini eger gerekli önlemleri
almazsak unuturuz. O halde öğrenilenlerin yinelenerek pekişmesi gerekir.
Anımsama konusunda üç altın kural vardır. Bunlar:
1.çalışma
seansının süresi 20-40 dakikadır ve bu sürenin sonunda ne kadar anımsandığının
sınaması gerekir.
2. 20-40 dakikalık çalışma ve 10 dakikalık tekrar
dönemini mutlaka 10 dakikalık bir dinleme izlemelidir.
3.dinleme sırasında kendinize bir ödül verin çünkü bunu
hakkettiniz.
Öğrenilen materyal isteyerek belli aralıklarla
yinelenirse unutma azalır. Anımsamayı güçlendirmek için şu noktalara dikkat
etmek gerekir;
·
Etkin
okuma yöntemi ile materyali okuyun.
·
24
saat sonra notlarınızı gözden geçirin. Bu işlem beş dakika sürer.
·
Bir
hafta sonra tekrar gözden geçirin. Bu işlem yaklaşık 3 dakika sürer.
·
Bir
ay sonra tekrar gözden geçirin bu işlem 3 dakika sürer.
Ard arda gelen bu dört adım tamamlandıktan sonra sadece arlıklı olarak anımsanan materyal belleğe yerleşmiş olacaktır.
Unutmayın çabanız boşa gitmesin istiyorsanız, öğrenin ve
TEKRAR EDİN.